KİMSE bu maçı geçen sezonun rövanşı diye düşünmesin. Bugünün mevcut koşulları hiçte o günkü gibi değil. En azından Trabzonspor açısından böyle.
Nerede o canlı, önüne geleni yıkıp geçen Karadeniz fırtınası. Sezon başından beri ligde mücadele etmeye çalışan Trabzonspor, tsunami yemiş balıkçı takası gibi direniyor, batmamak için çabalıyor. Hani bu maçın başında ‘Trabzonspor yense büyük süpriz olur’ deseler en koyu Trabzonsporlu bile kayda değer gürültülü bir itirazda bulunmazdı. Yeni yeni kendine gelen Syzmkowiak ile futbol oynamayı hatırlamaya çalışan, eski günlerinden çok uzakta kalan bordo mavili ekip, işin doğrusu çok akıllıca mücadele etti dün akşam. Haddini bilerek, rakiple kora kor mücadeleyi kendi yarı alanında yaparak, defansını çok ileri çıkarmadan, hatta ön liberosu Hüseyin’i iki stoperin arasına sokarak, ‘Önce yemeyeyim, atarsam kazanırım’ düşüncesini son derece iyi uyguladılar Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda.
İlk atak gol oldu
Düşünün, ciddi alınabilecek ilk etkili hücumunu 33. dakikada Yattara’nın ortasında Lee’nin vuruşuyla gole çevirdi Trabzonspor. Sonra topu tüfeğiyle, her şeyiyle üzerine gelen Fenerbahçe’ye direnip, kontratak çalışması yaptı bordo mavililer. İkinci yarı daha çok hücumu düşündüğü anda Fenerbahçe’nin beraberlik golü geldi. Ancak Trabzonspor Daum’un Serkan’ı alıp Appiah’ı koyarak boşalttığı sağ kanattan Lee’nin getirip Fatih’e attırdığı golle ikinci şoku yaşattı. Bunun ardından savunmayı bırakıp saldıran Fenerbahçe karşısında Yattara, Hasan Üçüncü ve Fatih’le inanılmaz pozisyonlar buldu ancak gol sayısını artıramadı konuk ekip. Fatih’e ceza alanı içinde Appiah’ın yaptığı penaltı ise hakem Tokat’ın göremediği bir pozisyon idi. Nobre’nin defansın ikinci uyuklama sürecinde attığı beraberlik golü de gecenin Trabzonspor açısından kötü süpriziydi.