ÖYLESİNE bir futbol maçı olmadığı kesindi. Geçen sezonun unutulmaz acı tecrübesinin Trabzonspor’a getirdiği izler, hala belirgindi.
Kayıp sezonun başlangıcı, Anorthosis Famagusta faciasıydı. İşte bu nedenle daha akıllı ve dikkatli olmak zorundaydı bordo mavililer. Lazaroni bile durumun ciddiyetini kavrayıp Yattara ile başlamıştı.
Savunma S.O.S verdi
Aslında tur için kazanma zorunluluğu yoktu Karadeniz ekibinin. Maçı başladığı gibi bitirmek yeterliydi. Ancak ilk bölümde kopuk kopuk iki-üç pozisyon buldu. Bu arada savunma sürekli S.O.S. veriyordu. Özellikle Fatih Akyel öylesine hatalar yapıyordu ki, Stepanov olmasa Rumların gol atması işten bile değildi. Sadece Fatih mi?.. Solda Celalettin, ön liberoda Hasan inanılmaz kötü işlere imza atıyordu. Orta alanı kalabalık tutan Apoel karşısında kazandıkları her topu rakibe teslim etme konusu, en iyi başardıkları işti.
Acemice kayıplar
Yattara ile Szmykowiak,"Sağlıklı yaşam için spor" yapar gibiydi. Umut da kolayı zora dönüştürüyor, acemice gol kaçırıp gereksiz top kaybediyordu. Kısacası, yeni çizgili forması dışında hiçbir şeyi iyi değildi Trabzonspor’un. İyi olsa böyle zayıf bir rakibi ciddiye alıp üç-dört gol atar, evine yollardı. Zaten ligde de iyi gitmeyen işler, bu turun geçilmesiyle iyiye dönme umudu taşıyordu Trabzonspor için. Lazaroni’nin tribünlerden tepki gören Umut-Ömer Rıza değişikliği bordo mavililerde Kuzey Kıbrıslı oyuncunun attığı golle tur sevincine dönüyor ve geçen sezon yaşanan kabusa elveda diyordu.
Trabzonspor, şöyle ya da böyle UEFA’da turu geçmeyi başardı. Kolay rakip karşısında işi zora sokup bunu başardı. Zor günlerde bu galibiyet ilaç gibi geldi. Ancak şansın her zaman insanın yanında olmayacağını bilmeleri gerek.