FUTBOL, hataların akıllı rakiplerce değerlendirildiği bir oyun. Ancak sadece futbolcuların değil, hakemlerin hataları da belirleyici sahada. Aslında 35. dakikada golü yiyene kadar, kaşındı Trabzonspor.
İlk bölümde iki buçuk atak dışında, kayda değer hücum girişimi de yoktu. Bursalı Gökhan Güleç, Trabzon ön savunmacılarının uyuyup, Tayfun’un eskortluğunda, kaleci Slyva’nın hafif şekerlemesi sırasında meşin yuvarlağı bordo mavili filelerle buluşturdu. Zaten ilk 45 dakika Trabzonspor açısından kocaman bir "hiç" idi. Yani hiçbir şeyin doğru yapılmadığı kötü bir dönemdi maçın ilk parçası.
Soyunma odasına 1-0 üstün gidip maçın bittiğini zanneden Bursa takımı, geriye yaslandı. İkinci yarıda işler tersine dönmüş, saldıran, kazanmayı isteyen ve bunun için çabalayan Trabzonspor; sinen, kendi ceza alanına çekilen Bursaspor olmuştu.
İkinci yarı, son dakika dışında kocaman bir "şey" idi. Her şeyin yapıldığı ancak sadece bir gol dışında kazanımı olmayan bir şey...
Maçı rakip alana yıkan Colman’ın organizasyonuyla sağlı-sollu ataklarla golü arayan lider, 79. dakikada Gökhan-Umut ortak yapımı bir golle beraberliği buldu. Beraberlik sonrası saldırmaya devam eden Trabzonspor karşısında "Maçın bitmediği gerçeğini kavrayan" ev sahibi takım, kontratak denemelerine başladı.
Masada da güçlü olacaksın
Bir-iki derken, Tahkim’in son dakika affı ile kadroya giren Sercan, 90. dakikada Sylva ile sohbet ederken açık ofsayt pozisyonda attığı golle, dengeyi Bursaspor lehine değiştirdi. Bu golün iki dakika sonrasındaki Umut’un golü, "Sercan’ın sayılanından daha az ofsayt" idi.
İşte hakemlerin oyuna ve sonuca etkisi, bu noktada ortaya çıktı. Abitoğlu’nun iki yardımcısının yanlışları, maçın dönmesine, Süper Lig liderinin değişmesine neden oldu.
Son dönemde bunları, çok sık yaşamaya başladı Trabzonspor. Verilmeyen penaltılar, iptal edilen goller ve verilen geçersiz rakip golleri. Lider olmak, puan durumunun en üstünde gözükmek değildir.
Liderlik, hem sahada, hem de masada kuvvetli olmaktır.