BELLİ ki, satırı eline almıştı Vahid Halilhodzic.. Ve gözüne kestirdiklerini kesip, yollamıştı yedek kulübesine..
Üstelik aylar sonra tam kadro olma şansını yakaladığı bir maçta. Belli ki, Halilhodzic eksik oynamaya fena halde alışmıştı. "Eksik yoksa, ben eksiltirim" diyordu.
Samsunspor maçı çok önemliydi üçüncülük hevesindeki Trabzonspor için. Beşiktaş’ın Kayserispor galibiyetiyle daha anlamlı hale gelmişti.. "Acıların sezonunu" üçüncü bitirme şansını, matematik olasılık haline getirmişti bordo mavililer..
Ama kenardaydı kaleci Tolga.. Hani şu Kayseri lig maçından bu yana arslanlar gibi kalede duran Tolga Zengin.. Beşiktaş maçından bu yana antrenmanla yetinen Jefferson sahadaydı..
Szymkowiak da şeffaf kulübede idi.. Belli ki bir ders verme olayı söz konusuydu.. Ama onun yerine oynayan Hasan, "Szymkowiakçılık" oynamaya çok hevesliydi, pek beceremese bile.. Ferhat’ın kadroda bile olmayışıyla Djokaj ile Tayfun’un yedekliği de mesaj verme düşüncesinin ürünü olmalıydı..
Ders mi, kumar mı?
Adı ister ders olsun, isterse kumar oynamak, yapılan iş ciddi bir risk almak idi. Kayserispor ve Gençlerbirliği’nin kaybettiği bir haftada mutlaka kazanmalıydı Trabzonspor.. Derken, nazar boncuğunu soyunma odasında unutan Fatih Akyel-Stepanov ortak yapımı bir Serkan golüyle yenik duruma düştü. "Ne oluyor?" derken Lee’nin "Şans, kader kısmet golü" geldi Kerem-Kenan çarpışmasından..
Sonra biraz hareketlenip ardından saçmalamaya başladı. Defanstan orta alana oradan da forvete kadar yapılmaması gereken ne varsa yaptı bordo mavililer..
Ancak hiçbiri Halilhodzic’in yaptığından kötü değildi Trabzonspor için. Takımı derleyip toplayacak Szmek’i 64. dakikaya kadar yanında oturttu. Polonyalı çok istekli olmasa da takıma şevk getirdi. Bu havayla, tümüyle Yattara çizgileri taşıyan Fatih imzalı galibiyet golü de sergilendi. Sonra Fatih Akyel’in büyük direnişi sahnelendi Avni Aker’de.. Alkışlanacak müthiş bir direnç..
Trabzonspor, her şeye rağmen kazandı. Teknik direktörü Halilhodzic’in tüm inadına rağmen.