BİR hafta önceki Trabzonspor’u düşünün... Hani o Galatasaray’ı dağıtan, Ali Sami Yen’de her Galatasaraylı’ya 2 hatta 3 bordo mavili düşüren takımı göz önünüze getirin, bir de dün akşamki takıma akıl erdirin.
Değil gibi gözükse de penaltıydı. Sinan Demircioğlu’nun, Gökdeniz’e yaptığına tereddütsüz beyaz noktayı göstermek doğrusu yürek işiydi. Mustafa Çulcu, bunu korkmadan yaptı. Hoş, maçın sonlarında Göksel’e yapılanın avantaj kuralı uygulamasını da yapıp, Yunus ofsayttan golü atınca, kıyamet koptu, koltuklar sahaya uçtu. Ama o, doğru bildiğinden şaşmadı. Dün akşamın gerçeği, Trabzonspor’un her zaman iyi rakibe ihtiyaç duyduğu. Çünkü Karadeniz ekibi, iyi ve güçlü rakibe iyi, zayıf takıma da kötü oynuyor. Trabzonspor yönetimi, borsadan gelen paranın bir kısmıyla vasat rakiplerine birer iyi oyuncu hediye etmeli. Yoksa ne tadı var ne tuzu.
Gökdeniz’e yakışmadı
Diyarbakır’daki gerilimli karşılaşmanın en iyisi Trabzonspor savunmasının göbeğindeki Tolga idi. Bir-iki gözardı edilir hata dışında, mükemmel oynadı. Kendi işini yaptığı gibi D’Haene’nin kaçırdıklarıyla boğuştu. İyiler arasında Hüseyin ve Celalettin de öne çıktı.
Yaşama mücadelesi veren ve galibiyeti, tehlikeli bölgeden çıkış aracı gören Diyarbakırspor, karşılaşmanın ikinci yarısında Trabzonspor’a yoğun bir baskı kurdu. Ama ya savunmaya takıldılar ya da Petkovic’in şansından topu akıl almaz biçimde dışarı vurdular.
Trabzonspor ligdeki en zor, son yaşanan olaylar nedeniyle de gerilim kat sayısı en yüksek maçında, tek penaltı golüyle altın değerinde bir 3 puan alıp, zirve yarışındaki iddiasını sürdürdü. Gökdeniz’in son dakikalardaki anlamsız, yersiz ve gereksiz kırmızı kartına rağmen 4 gün sonra oynayacağı Galatasaray kupa maçı için psikolojik destek sağladı. Özcesi, kısa gecenin karı Trabzonspor hanesine yazıldı.