TRABZONSPOR’un rakibi, geçen sezonun Hollanda Kupası sahibi, bir hafta önce Sivasspor karşısında 5-0 gibi inanılması güç bir farkı yakalayan, “Kalp çiçeği formalı” Heerenveen idi.
İlk yarıda iki kez geriye düşüp, beraberliği yakaladı bordo mavililer. Dörtlü savunmanın önünde tek ön libero bırakıp, iki hücumcu orta saha, savunma kaygısı olmayan gamsız iki kanat oyuncusu ve tek forvetle oynadı Karadeniz ekibi. Kısacası 4-1-4-1 gibiydi sahadaki görüntü. Yediği iki gol de Alanzinho’nun savunma işini, genç Ferhat’a yıkmasının uzantısıydı. İki golde de Egemen ile Giray’ın ciddi sorumluluğu vardı. Elbette kaleci Slyva’nın da. Dikkat çeken ise çok pas yapılan, ters topun iyi kullanıldığı sağlıklı bir hücum anlayışı idi. Elbette rakibin pozisyon almasına izin verilmeden yapılan çabuk hücumlardı bunların tümü. Özgüven var Standart Liege maçındaki hırstan uzaktı Trabzonspor. Tabi gerginlikten de. Panik de yapmadı maç boyunca. Rakibi çıldırtan garip bir sükunet ve de özgüveni vardı. Dünün iyileri arasında iki goldeki ikinci derece sorumluluğu dışında Ferhat, orta alandaki Ceyhun Gülselam vardı. Zafer Yelen ve Engin’in daha iyi olacaklarını söylemek mümkün. Bu Ceyhun ile Ferhat’ı gördükten sonra Tjikuzu ve Cale’nin yerinde olsam, “Formam garanti” hatasına düşmezdim asla. Trabzonspor, Hollanda’daki ikinci etap çalışmalarında oynadığı üçüncü hazırlık maçında yenilmedi. İki galibiyet, bir beraberlik performans, yoğun değişim çabasının eseri. Gerçekten bir şeyler değişiyor Trabzonspor’da. Ve elbette gelişiyor.