FORMASINI soyunma odasından getirip sahaya assa, 1-0 kazanırdı Trabzonspor... İçine birer futbolcu koysa, Anorthosis’i 2-0 yenerdi. Hele bir de Trabzonspor gibi oynasa; işte o zaman, seyrine doyum olmaz, keyfi de sabaha kadar sürerdi.İlk maçta Rumlar dışında kimsenin istemediği birçok kötü şey birlikte olmuş ve kendilerinin bile beklemediği tarihi bir zafer kazanmıştı konuk ekip... Ama her şeyin bir rövanşı vardı hayatta... İşte gün, ‘o gün’ diye düşünmüştü stattaki herkes. Trabzonspor formasının içindekiler, unutamadıkları, kimsenin de kolay kolay unutamayacağı o acı maçın rövanşına çıkmışlardı dün akşam. Tek hedefleri kazanmak, kazanıp, Devler Ligi’nin kapısını açmaktı. Rumlar ilk yarıda oyunu sıkıştırdı. Alanı daralttı. Hani sanki, hep 1 kişi fazlaymış gibiydiler. Oyun kuramıyor, çok pas hatası yapıyordu. ‘Her şey kötü gidiyor’ derken Gökdeniz sağdan harmanladı, baktı Fatih Tekke’nin kafası boş, gönderdi oraya. O da her zamanki gibi kaleye... Ne de olsa, Fatih Tekke idi... Coştu Avni Aker, herkes bir hoştu.Eleştiri bombardımanıİkinci yarıya avantajlı başladı Karadeniz ekibi... Ne pahasına olursa olsun bir gol daha atmaktı amacı... Son 16 dakikayı 10 kişi oynayan rakipleri karşısında pozisyonlar buldular, goller kaçırdılar. Hakemin vermediği penaltı da cabası oldu. Ama Gökdeniz’in 81. dakikada fileler yerine dışarıya vurduğu bir pozisyon vardı ki, kendisi bile inanamadı. Celalettin’in uzatmanın son dakikasındaki kafa golü ise, burun farkıyla ofsayttı. İyi oynamadı ama bulduğu pozisyonların sadece birini gol atıp, maçı kazandı Trabzonspor... Kazandı ama, ikinci sınıf bir takıma elenip, hem Şampiyonlar Ligi’ni, hem UEFA’yı hem de birçok değerini kaybetti. Futbolcusu hedef oldu, teknik direktörü sert bir şekilde eleştirildi, yönetimi, tribünler tarafından istifaya davet edildi. Görünen o ki, Trabzon’da balayı bitti.