Paylaş
Tevazu, asalet ve nezaketen kendi hakkımıza girdiğimizin farkında mısın? Bu erdemler en önemli erdemlerken erdemin içindeki dengeyi kaçırınca sonuç kuşkusuz kendi kul hakkına girmek oluyor. Carl Gustav Jung’a göre gerektiğinde içimizdeki animus’u yani eril enerjiyi ortaya çıkarmalı ve hatta zor durumda kalırsak yıkıcı animus’umuzu ortaya çıkararak diğerlerine karşı çizgilerimizi netleştirmeliyiz. Geleneksel bakış açısı ise bize her zaman nezaketli, saygılı, zerafet, tevazu sahibi davranmamızı öğütlerken şartsız, koşulsuz, körü körüne değil, dengeyle bu erdemlerimizi kullanmalıyız. Bu açıdan kendine baktın mı?
1- Ataerkil bir ailede yaşıyoruz, bir aile apartmanında altı haneyiz. Biz çocuklar olarak her ne olursa olsun bize denileni yapmalıyız ve yapmazsak bu saygısızlık, nezaketsizlik olarak görülüyor. 24 yaşında hâlâ sülalenin çocuğu muamelesi görmek beni gerçekten çok yordu. Saygıda asla kusur etmem, her zaman nezaketliyimdir ama kimse dur durak bilmiyor sizce ne yapmalıyım?
Ne kadar konservatif açıdan da baksam, gelenek ve göreneklere körü körüne bağımlı kalmanın ruhsal gelişime aykırı olduğunu söylemek zorundayım. Saygı göstermek ve saygınlık bir erdem ve sonuna kadar savunucusuyum ancak bu diğerleri ve çocuklar için de geçerli olmalı. Senin alanına ve sınırlarına saygı duymak da erdemli bir davranış. Senin aldığın kararlara saygı duymak aktif bir şekilde dinlemek ve rehberlik etmek de saygın bir davranış. Saygı sadece büyüklere gösterilen bir erdem değildir. Saygı her yaratılmışa göstermek zorunda olan bir erdemdir. Buna ağaç, orman, su da dahil. Bu kadar dar bir çerçeveden ve ezberlediğimiz bir çerçeveden bakıyoruz ki olması gerektiği gibi değerlendiremiyoruz. Yaradan tanımı yaratıcı perspektifinden görebilsek inan hayatta çok şey dönüşürdü ve gelenek göreneklerimiz de dönüşürdü eminim. Büyüklerine saygılı olman benim için çok değerli. Bu yaydığın enerji muhakkak sana geri dönecektir. Diğerleri de sana saygı gösterecektir. Nezaket ve saygıda kusur etmemen çok güzel ancak dengeyi kaçırırsan ve özellikle tevazuda dengeyi kaçırırsan diğerleri seni yok sayar. Nezaketli bir mesafe her zaman olmalı herkesle ve her şeyle… Bu açıdan düşündüğünde ve kendini eleştirdiğinde, düşeceğinden eminim.
2- Çok nezaketli, zarafet sahibi bir annenin kızıyım. İş çevresinde çok eğlenceli güzel bir grubumuz var. Onlarla çok eğleniyorum, çok şakacı ve komikler. Ben çok ciddi büyüdüğüm için onların eğlenceli yönleri benim çok hoşuma gidiyor. Ne yazık ki adapte olmakta bazen çok zorlanıyorum. Kaba ve küfürlü konuşuyorlar, onlar buna alışkınlar ve her istediklerini son derece kaba ve seviyesiz şekilde istiyorlar. Ben bunların hiçbirine alışkın değilim onların birbirine bunları yapmasından hiç rahatsız değilim, inanın umurumda bile değil. Ama ben onlarla bu şekilde ve tonda konuşmuyorum ve konuşulmasından da hiç hoşlanmıyorum. Onları idare etmekten, kabalıklarını idare etmekten gerçekten sıkıldım. O kadar eğlenceliler ki onlardan vazgeçmek de istemiyorum. Bana yol gösterir misiniz?
Bu tiplerin genelde eğlenceli ve komik olduğunu biliyorum. Ama sınırlarını açtığında ne kadar can sıkıcı oluyorlar fark ettin mi? İki ucu keskin bıçak gibi… Anladığım kadarıyla onlarla da olmuyor onlarsız da. Onlar seninle kaba ve alışkın oldukları tavırla konuştuklarında sınırı da çok net bir şekilde belirlemelisin. Diğeri bundan hiç hoşlanmadığını bilmeli. Senin onlara davranışın onların sana davranış modelleri konusunda ışık tutmalı. Onlar bunu göremeyecek ve okuyamayacak kadar sığlarsa, bunu nezaketli bir şekilde yalnızken diğerine ifade etmelisin. Sen onların kabalıklarına karışmıyorsan onlar da seninle nasıl iletişim kuracakları yönünde kendilerini terbiye etmeli, hizalamalılar. İnan bazıları hayatımızda olmak zorunda değiller, eğlenceli olsalar da. Kaba davranışlarına sonunda sınırını öyle hissetmeliler ki bu tekrarlanmamalı. İnan bazen olmaz. Bazıları olmaz ve olmayacak. Elinden geleni yap, sınırlarını çiz, nezaketten, zarafetten ödün verme yine olmuyorsa terk et. Bazıları sensizliği hak ediyor.
3- 15 yaşında bir kız çocuğum var. Eşim ve ben onu son derece nezaketli, zarafet sahibi yetiştirdik. Yeni nesil gençlikle adapte olamıyor. O kadar kabalar ki benim kızım dışlanıyor. Kaba davranışlarına sonunda bundan hoşlanmadığını belirttiğinde onu alınganlıkla suçluyorlarmış. Sizce gerçekten ben çok hassas yetiştirmiş olabilir miyim yani alıngan olan kızım mı?
Bu durumu tek yönlü dinlediğimiz için net bir şey söyleyemeyeceğim. Ama tam da böyleyse bir taraf son derece kaba diğer taraf sınırlarını çiziyor ve alınganlıkla suçlanıyorsa tabii ki bunun adı alınganlık olamaz. Kabalaşıp, kırıp, nezaketsiz davranıp, saygısızlaşıp sonunda diğer tarafı alınganlıkla, hassaslıkla suçlamak tam bir manipülasyon. Bazıları manipülasyon konusunda çok usta. Eğer gerçekten böyleyse bunun bir manipülasyon olduğunu söylemelisin. Sınırlarını çizmeye devam etmeli ve alanını korumalı. Diğerleri kızına saygılı ve nezaketli davranmak durumunda. Bu zaten her ilişkinin ön koşuludur. Allah kızını yarattığına göre kızının uyumlularını da yarattı inan bana.
4- Eşimle boşanalı iki yıl oldu, sekiz yıl süren davanın sonunda boşandık. Diğer davalarımız hâlâ devam etmekte. Ben hep nezaketle boşanabilmek için elimden geleni yaptım. Hiçbir şey talep etmeden boşandım. Ne kadar düzgün bir şekilde olmasını istediysem de her şey bir o kadar kötü gitti. Ben sertleşmedikçe tokat yemeye devam ediyorum bu ne zaman biter sizce?
Sağ tarafa tokat yedikten sonra, sol tarafı çevirdiğin sürece sonsuza dek devam eder diyebilirim. Anlaşılıyor ki vicdan erdeminden yoksun birinden boşandın. Görüyorum ki sen de kendine karşı oldukça vicdansız ve şefkatsiz davranıyorsun. Sen şık olsun istedikçe her şey çirkinleşiyor öyle değil mi? O kadar zayıf duruyorsun ki diğeri tokat atmaktan kendini alamıyor. Senin de sertleşeceğini ve hatta sabrının taşıp çok sertleşeceğini hissetmeli. Oyunu kuralına göre oynamalısın. Sert seviyorsa sertleşirsin. Nezaketli ve saygılı davranmaktan vazgeçme. ‘Oyunu daha sert oynayabilirsin’ diyorum. Senin açık alanlarını bulup tokatlamaya devam edecek. Sen de geri püskürtmeyi öğrenmek zorundasın. Bu konuda avukatların sana rehberlik edecektir.
5- Evimizde asla kaba konuşma olmasa da servise yazdırdığımdan beri son derece kaba ve hatta küfürlü konuşuyor. Daha 11 yaşında olduğu için üstüne gitmek istemiyoruz. Eşimin sabrı taştı ve bu yüzden her gün evde tartışma oluyor. Gelişim çağında olduğu için ne yapmam gerektiğini bir türlü bilemiyorum. Nezaketsiz ve kaba bir çocuğa evde benim de tahammülüm yok. Her gördüğünü böyle örnek alacak mı, aklı başına gelir mi sizce? Hiç mi örnek almıyor babası ve beni diye düşünmekten yorgunum.
Su akar yolunu bulur. Ergenlik çağının başlarında özenmekten ve ne yazık ki kabul görebilmek için bu yöntemleri deniyor olmalı. Büyüdükçe ve olgunlaştıkça evde gördüğü örneklere özeneceğinden eminim. Oğlunun içinde içsel öfke olabilir mi? Çok baskı altında büyümüş olabilir mi? Eğer çok baskı altında olduysa ki bu şekilde dışarı püskürtüyorlar. Ergenlik öncesi çağda ezilen ve çok baskı gören çocuklar öfkeli oluyor. Ne yazık ki en büyük öfkeyi de ailesine; kim onu ezdiyse ona gösteriyor. Erken çocukluk döneminde yaptığımız yatırımlar bizi buluyor diyebilirim. Sevgi dolu, şefkatli yol gösterilen bir çocuk muhakkak doğru yolu bulur. Sabırlı olmalı ve sakinlikle onu ifade etmelisin. Büyüdükçe yolunu bulacağından eminim. Öfkesini dışarıya atıyorsa destek almaya başlayabilirsiniz, tabii eğer kabul ederse.
Paylaş