Paylaş
İçki firmaları yönetmeliğe davalar açtı.
Danıştay, “Medeni kanunda bile 18 yaşındakiler yetişkin sayılırken, içki içme yaşı 24’e yükseltilemez” dedi.
20 cl’lik içkilerin havaalanı ve sadece içki satan dükkânlar dışında bir yerde satışının yasaklanmasını anlamsız buldu.
“Çocukları ve gençleri hedef alan satış ve sunum yapılmayacak” maddesinin yürütmesini durdurdu.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu (TAPDK) karara itiraz edince, üst mercii Danıştay’ın kararlarını iptal etti.
Döndük başa.
Şimdilerde 24 yaşına gelmemiş gençlerin bulunduğu konserlerde, etkinliklerde içki satışı yasak.
Ha siz hâlâ buralarda “yaşı tutmayanların” elinde bira mı görüyorsunuz?
Yassah hemşerim.
Polise, “Konserleri bas, cezayı kes” dedikleri noktada iş bitecek.
Bunu yapmak için yasal yetkileri var.
Sadece zamanını onlar seçecek.
* * *
Gelelim İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı kanunumuza.
Bu kanuna göre öğrenci yurtları, öğretim ve eğitim kurulları, kahve, kıraathane gibi yerlerde içki satışı yasaktı.
Ama yetmedi, TAPDK çıkardığı bir kurul kararıyla, yasağın bu yerlerin bahçelerini de kapsadığını ilan etti.
Akabinde polis evlerinde alkol yasaklandı.
* * *
Anadolu’da zaten bir içki savaşıdır gidiyor.
Afyonkarahisar Valiliği bir genelge yayınladı, park, bahçe, açık alanlar ve piknik yerlerinde alkolü yasakladı.
Tepki gelince piknik alanları listeden çıktı ama Vali yasağın arkasında durdu, alkol tüketenlere dolaylı yoldan “Serseri” dedi.
* * *
Sonra öğrendik ki meğer Bilecik, Kayseri, Eskişehir ve Ordu valilikleri de içki yasağı kararları almış. Çankırı valiliği yasaklama girişiminde bulunmuş da yargıdan dönmüş.
* * *
Büyük şehirde de durum farksız.
Üsküdar Belediyesi cami ve okullara 100 metre mesafede içki satışını yasakladı.
* * *
İdare alenen içkiye karşı.
Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Vatan’dan Mine Şenocaklı’ya verdiği röportajda “Alkol bir zehir. Alkole de gireceğiz. Ama sırayla” dedi.
* * *
Bunlar da yetmedi...
THY gibi, genlerimize kodlanmış aşağılık kompleksini az biraz aşağı çekecek raddede standardı yükseltmiş, “küreselleşmeyi” sloganı yapmış bir şirket “Talep az” diyerek içki servisini kesti.
Zaytung geyiği “İçki yerine şerbet” gerçek oldu.
Yetmedi, yönetici zat “İçki içmeyi laiklik sanıyorlar. Uçakta inadına içki isteyen var” dedi.
Bu artık paranoyadan çıkıp nefret söylemine yanaştı.
* * *
Gerçeklikten bu kadar koptuysak, dizilerden yürüyelim.
Padişahı geçtim, neredeyse ‘kadı’nın şeriat kanunlarıyla yönettiği imparatorlukta bile...
Sarayın aşçısı her fırsatta “Meyhaneye gitsek ya” diye tutturuyor.
Sadece dizi karakteri değil, Şeker Ağalar bol bu memlekette.
Bir topluluk var ki namazında niyazında.
Bir topluluk var ki çilingir sofrasında.
Bir topluluk da var ki bazen namazında, bazen rakısında.
Tasvip etmediklerinizi toptan kılıçtan geçiremeyeceğinize göre...
Siz bunlardan birini dışlamakla kalmayıp bir de -başörtüsü ya da içki fark etmez- özgürlüklerine ket vurursanız...
Sorun hiç bitmez.
Bitti mi bugüne kadar?
Paylaş