Yaşamak dertlenmeye ağır basınca

Tek bir fotoğraf her an herkesi zora sokabilir; ki oluyor böyle şeyler.

Haberin Devamı

Neyse ki bu kez mevzu hafif, hatta komik.
Bu fotoğrafı Facebook’a koyduğumda bir an bizim için ‘kaygılanıp’ sıradan bir fotoğraftan eğlence çıkaran yoruma geleyim:
“Yemek yapan suç örgütü yakalanmış sandım önce.”
Epey güldük. Fotoğraf sahiden de bu havayı veriyordu.
Yemek masasının arkasına dizilmiş beş kişi.
Türkiye’den İspanya’ya getirilmiş yiyecekler, mezeler ve içkinin olduğu Türkiye standı bu. (Hayır, sucuk dilimleriyle T.C. yazmadık.)
Aynı geceden başka bir fotoğrafta ise iki gazeteci var; ikisi de yaralı... Birinin kaşında 5 dikiş, diğerinin kolu sargıda. O fotoğrafın alt yazısı da şöyle: “Uluslararası Kayak Yapan Gazeteciler Kulübü’nün (SCIJ) İspanya Baqueira kayak merkezindeki toplantısında gazeteciler yaralandı.”
Kavga etmediklerine göre kayak yaparken olmuştur herhalde, değil mi? Değil! Bu arkadaşlar dans ederken yaralandı.

***

34 ülkeden 220 kayak yapan gazeteci SCIJ’le her yıl bir ülkenin dağlarında buluşuyor; kayak yapıyor, yarışıyor, gündem tartıştıkları toplantılara katılıyor ve birlikte eğleniyorlar.
Bu yılın tartışma konusu ‘Charlie Hebdo katliamı ve ifade özgürlüğünün sınırları’ydı mesela.
Fransız ve Faslı iki gazetecinin sunumuyla açılan tartışmanın devamında birçok ülkeden gazeteci söz aldı; bizde pek şahit olmadığımız türde nazik bir tartışma oldu. Sesler hiç yükselmedi.
Ne bir kişi çıkıp toptancılık yaptı ve saldırıyı Müslümanlara mâl etti ne de biri çıkıp ‘ama’ları sıraladı. Herkes fikrini söyledi, kimse haklı çıkmaya çalışmadı. Herkes için ‘ortak iyi’ye ulaşmanın simülasyonu gibiydi. Demokrasiyi hatırlattı, buralarda pek göremediğimiz türde.

***

Türkiye SCIJ ekibi “Bu yıl İspanya’ya kayağa gidiyoruz” dediğinde hemen herkes gibi benim de ilk tepkim “İspanya’da kayak mı var?” oldu.
Varmış. Hem de hası varmış. Her düzeyden kayakçıya hitap eden çeşitlilikte bir dolu pist var Baqueira’da. Fiyatlar uygun. Ve en güzeli, hava şahane. Karlı yaz tatiline gitmek gibi.

***

Onlarca ülkeden yüzlerce gazeteciyle bir araya geldiğimde en çok dikkatimi çeken şu oldu: Dünyayla da Türkiye’yle de çok ilgililer, takip ediyorlar ama şalteri indirmeyi biliyorlar. Yaşamak, dertlenmeye ağır basıyor.
Biz burada epeydir tepemizde gri bulutlarla yaşıyoruz. Mütemadiyen bir çiseleme hali ama bir türlü bardaktan boşanmıyor. Bir yağsa hava açacak. Depresif havanın depresif insanları olduk belki. Ama bana ders oldu bu bir hafta.
Dünya öyle ya da böyle dönüyor. Yapacağını yapman ama eğlencene de bakman gerekiyor.
Hele de her gün canının sıkıldığı bir yerde.

Yazarın Tüm Yazıları