Paylaş
Ben garanticilerdenim. İnsanın bildiği işi yapması gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü bence gözlerdeki dolar işaretleri insanı vezir değil, daha çok rezil eder. Hatta bir de elindeki paradan oluverir.
Ama dedim ya, ben risk, hayat tarzımda iniş çıkışlar sevmem. Ruhumun iniş çıkışları bana yeter. Kendi çapımda, kendi köşemde, kendime yetecek kadar paramla yaşar giderim.
Ama bu benim. Sıradan bir insan.
Diğer tarafta ise İbrahim Tatlıses var. 10 gündür tartışıp duruyoruz, yok sadece şarkı söylemeliymiş, yok ticaret hayatındaki başarısızlıkları neyine yetmemiş...
Öyle hariçten gazel okumak iyi güzel de...
Ya siz İbrahim Tatlıses olsaydınız? Öyle sahneden ineyim, köşeme çekileyim olmuyor.
Olsaydı, dünyadaki ünlülerin topunun bunu yapmasını beklerdik, değil mi?
Oysa hemen hepsi esas parayı şarkıcılık, oyunculuk, sporculuk vs gibi şeylerden değil, yaptıkları yan işlerden kazanıyorlar. Ticaret, Tatlıses gibi onların da milyonlarını akıtmak istedikleri bir alan.
Birçokları bu insanların zaten deve yüküyle para kazandığı için halihazırda yaptıkları işten gelen parayla yetinmeleri gerektiği görüşünde. Ancak süper starlar maaşlı çalışan işçi statüsünü çoktan geride bıraktıkları için girişimciliğe oynuyorlar. Ve bazıları “benim” diyen işadamından bile daha başarılı oluyor, her yıl milyonlarca dolar kâr ediyor.
Düşündüğünüzde, bu şaşırtıcı değil. Birçok başarılı işadamının özelliği ünlülerde de mevcut: İstikrar, sabır, sosyal bağlantı.
Sermayeleri hazır, müşterileri (hayranları) hazır.
Ticarete atılmamalarını enayilik olarak bile değerlendirebiliriz.
Justin Timberlake’in zincir restoranları, tekila ve giyim markaları var. Paul Newman salata soslarından 280 milyon dolar kazandı. Kathy Ireland giysi, yer kaplamaları ve aydınlatma malzemeleri satarak bir milyar dolarlık bir iş sahibi oldu.
Danny De Vito reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek zom olduğu bir gece çekilen fotoğraflarının ardından kendi likörünü çıkardı ve South Beach’deki restoranında barına dizdi.
Moby şişe çay şirketi kurdu. Mary-Kate ve Ashley Olsen hayatlarının büyük bölümünü oyunculuktan çok ticarete adadılar ve şu an 1 milyar dolarlık bir şirketi yönetiyorlar. P. Diddy modadan parfüme, televizyondan içkiye hemen her pazara dalıp çıktı ve 350 milyon dolarlık bir işe sahip oldu.
Ünlü snowboard’cu Shaun White kayak malzemeleri koleksiyonundan video oyunlarına ve kendi giyim markasına kadar birçok işe imza attı ve 2008’de 9 milyon dolar kazandı.
Basketbolun yıldızlarından Magic Johnson 1987’de Magic Johnson Yatırım’ı kurarak Starbucks ve T.G.I Fridays gibi zincirlerle ortaklığa giderek ABD’nin 91 şehrinde yaşam standartlarını iyileştirmek için işler kurdu. Sinema zincirlerinden yetenek ajanslarına birçok alana daldı, “İş Dünyasında ?ampiyon Olmanın 32 Yolu” adlı bir kitap yazdı. ?imdilerde BestBuy gibi büyük kurumlar kentsel pazarlara girmek konusunda onun danışmanlığına başvuruyor.
Peki Tatlıses ne yaptı?
Urfa’nın isot biberini iyi tanıdığı için lahmacun zinciri kurdu, dikkat edin pizza değil. Ardından pek de vasıf gerektirmeyen otobüs işletmeciliği ve sonradan diğer işler geldi. ?imdi deniliyor ki ticaret yapmasaydı, kafasına sıkmayacaklardı. İyi de her beter tüccar vurulsaydı, mezarlıklar adam almazdı.
Kimi de batmakta hünerli
Ünlülerin bazıları iş hayatında başarılı olurken bazılarının yanlış kararlar vermek, batmak ve yok olmak gibi bir hünerleri var.
Kim Basinger mesela... 1988’de Braselton kasabasını 20 milyon dolara aldı. Amacı bu kasabayı film stüdyolarıyla donatıp bir de film festivali düzenleyerek turist çekim merkezi haline getirmekti. Ancak bir noktayı iyi hesaplayamamıştı, kasaba Hollywood’dan fazla uzaktı.
Basinger 1993’te kasabayı 1 milyon dolardan satışa çıkardı ve daha sonra iflas ettiğini açıkladı.
Aynı şekilde eski Amerikan futbolcusu Jim McMahon 2002’de bir et restoranı açıp bir yıl sonra kepenk indirmek zorunda kaldı. Ki aslında bu alanda başarısızlığa doymasını beklerdik. Ünlü sporcu 1990’da da bir restoran batırmıştı.
Paylaş