Twitter’ın 70 milyondan fazla kullanıcısı var. Türkiye’nin nüfusu kadar, az buz değil. Ve bu rakam gün be gün artıyor.
Ama fark ediyorum ki Twitter’ı hâlâ insanların “şimdi buradayım”, “Sonra buradan şuraya geçeceğim” tarzında veya internetteki bir sohbet odası ya da dedikodu amaçlı kullandığını düşünenlerin sayısı az değil. Doğrudur, bunlar da var Twitter’da. Ama aynı zamanda internetin sosyal yaşamı iyileştirme gücünü ortaya koyan bir platform bu. Twitter Haiti ve şili felaketlerinde olduğu gibi kurtarma ekipleri ile depremzedeler arasında bir çağrı merkezi gibi de kullanılabiliyor. Köy okullarına araç gereç, kitap toplamak için de... Yani Twitter aynı zamanda toplumların nitelikli sanal sosyalleşmesini destekleyici bir araç. Bunun bir örneği daha önümüzdeki günlerde gerçekleşecek: Twestival. Twitter kullanıcılarının gönüllü çalışmalarıyla düzenlenen bir sosyalleşme ve hayırseverlik etkinliği bu. “Twitter” ve “festival” sözcüklerinin birleşiminden doğan Twestival’in 25 Mart’ta üçüncüsü düzenlenecek. İlk kez 2007’de Londra’da birkaç Twitter kullanıcısı tarafından düzenlenen etkinlik bugün aralarında Londra, Paris, New York, San Francisco, Vancouver, Edinburg, Frankfurt, Amsterdam, Pekin, Sidney’nin de olduğu 300 civarında kentte yılda iki kez organize ediliyor. Bunlardan biri yerel vakıf, diğeri tüm kentlerin bağış topladığı global bir vakıf için yapılıyor. İlk Twestival Global sonucunda Etiyopya, Hindistan ve Uganda’da toplam 55 su kuyusu açıldı ve 17 bin çocuğa ömür boyu içme suyu sağlandı. İstanbul ayağında ise 9 bin 600 TL’lik bir bağış toplanarak TODEV yararına kullanıldı. 3. İstanbul Twestival, Beyoğlu’ndaki TomTom Sokak’ta gerçekleşecek. Kesinleşen gösteriler arasında Aşk-ı Memnu’nun kıyafetlerini tasarlayan Begüm Salihoğlu’nun defilesi ve sanat galerisi Casa Dell’Arte bünyesindeki sanatçıların eserlerinden oluşan sergi var. Ayrıca, Anadolu Sağlık Grubu sponsorluğu ile sağlık hizmetleri için açık artırmalı check-up hizmeti satışı olacak. Elde edilecek gelir, Madonna’nın da destekçisi olduğu küresel sivil toplum örgütü Concern Worldwide’a bağışlanacak ve bağışlar fakir ülkelerdeki çocukların eğitim ve sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılacak. Dünyayı değiştirmek için kılını kıpırdatmak isteyenler 25 Mart’ta TomTom Sokak’a buyursunlar.
Yeni utanç kaynağı
Bir zamanlar alkol ateşse, cep telefonu baruttu. Gece çıkılıp bünyeye alkolün sızmasıyla beraber eski sevgiliye, ertesi gün berrak kafayla insanı utançtan kıvrandıran, cep telefonu mesajları atılırdı. Bu kötü alışkanlık bir süre sonra gece dışarı çıkarken insanların cep telefonlarını evde bırakmasına neden olmaya başladı. Hatta bir ara Turkcell’in ihtiyaca cevap vermek adına bunu engelleyen bir uygulama başlattığına dair söylentiler dolaşmaya başlamıştı. Bilmem ne numarasına mesaj atıyor, uygulamayı başlatıyorsunuz, önceden belirlediğiniz zamanlarda mesaj göndermeniz engelleniyor. Tabii bu sözde uygulama bir şehir efsanesiydi. Aynen, Facebook’ta sizin sayfanızda gezinenleri görebilmenizi sağladığı söylenen palavra uygulama gibi... Neyse, o günler geride kaldı. şimdi alkollü bünyelerin başında daha beter bir dert var: Twitter. İçkiliyken tweet yazmayın çünkü ihtimal o ki küfürlü, müstehcen veya saçma sapan bir şey yazacaksınız. Hem cep telefonu mesajıyla eskiden sadece eski sevgilinize rezil oluyordunuz, şimdiyse Twitter üzerinden bütün dünyaya...
Facebook’un zararları
Doğru, sosyal paylaşım ağları çıktı çıkalı mertlik bozuldu. Olay sadece röntgencilik sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bakın neden... Bir şirkette üst düzey yönetici olan arkadaşım anlatıyor. Bir çocuk bunlara iş başvurusunda bulunuyor. Standart prosedür işliyor; önce insan kaynaklarıyla görüşme, testler falan... Sonra çocuk bölüm şefi X hanımla görüşüyor ve görüşmeden sonra Facebook’ta bir arkadaşıyla yazışıyor. Arkadaşına “X hanımı görürsen beni öv” tarzı bir şeyler yazıyor. Bilmiyor ki şirketler artık sosyal paylaşım sitelerini de taramaktalar. Ve bu taramalardan biri sırasında iş başvurusunda bulunduğu şirket çocuğun yazışmasını görüyor. Ve bu nedenle çocuğu işe almamaya karar veriyorlar. Yani siz siz olun, aynı hataya düşmeyin; birileri bizi gözetliyor. Hem de nasıl.