Paylaş
Suriyeli göçmen kadın, çocuklarıyla sığındığı yoksul mahallede iş arama sürecini, yaşama çabasını ve çaresizliğini böyle anlatıyor.
*
Emek göçü tarihi korunmasız, kötü koşullarda ve vasıfsız işlerde en düşük ücrete çalışan göçmen kadınların tarihi biraz da.
Hem kadın hem göçmen hem farklı bir etnik gruptan hem de işçi sınıfından olmaları kadınların emeklerinin diğer herkese göre daha fazla sömürülmesine neden olmuş hep.
Ne de olsa göçmen işçi kadın, yerli işçi kadına, erkek göçmene ve vasıflı göçmen işçiye göre daha dezavantajlı.
*
Hacer Foggo ve Kemal Vural Tarlan’ın Kalkınma Atölyesi için hazırladığı ‘Suriyeli Dom Göçmenler, En Alttakiler, Yoksulluk ve Ayrımcılık Arasında Göç Yollarında’ raporuna göre, Ortadoğu’nun Romanları diye bilinen Suriyeli Dom göçmen kadınların ücretleri erkeklere göre yüzde 30-40 daha düşük; kadın ve çocuk emeği daha ucuz olduğu için özellikle tarımsal alanlarda erkeklerden çok kadınlar çalışıyor.
Şehirlerde, iş bulma güçlüğü nedeniyle kadınlar ve çocuklar ya sokak satıcılığı yapıyor ya da sokaklarda yiyecek ve yardım toplayarak hayata devam etmeye çalışıyor.
Toplumun önyargılı yaklaşımı da cabası. Göçmen kadınlar istismarı hayatın her alanında yaşıyor. Yerel kadınların bir kısmı onlarla dayanışmak yerine onları kendilerine rakip görüyor. Adana’da tarım işçisi olarak çalışan bir kadının Suriyeliler hakkında söylediği şu sözler bu görüşü kısmen destekliyor:
“Suriyeliler gitsinler ülkelerine, onlar geldi biz aç kaldık. Kadınlar kocalarımızı elimizden alıyor. Kapalılar ama çarşaflarının altında gece kıyafetleri var. Perdeleri kapatıyor, iç çamaşırlarıyla dolaşıyorlar evde. Gitsinler artık. Geziyorlar durmadan.”
*
Suriyeli göçmen kadınlara dair toplumdaki bu algı, sıra Suriyeli Dom kadınlara geldiğinde etnik köken, kimlik ve cinsiyetleri üzerinden daha da artıyor. ‘Suriyeli Çingene’ ve ‘Suriyeli dilenci’ başlıklı, bu insanların içinde bulundukları durumu kendi tercihleriymiş gibi yansıtan haberler Domların yaşadıkları sosyal dışlanma ve ayrımcılığın körüklenmesine neden oluyor.
Sokakta yardım toplamak zorunda kalan Suriyeli Dom kadınlar istismara, cinsel şiddet ve tacize açık hâle geliyor. Özellikle kız çocuklarının sokakta cinsel saldırıya uğradıklarına dair vakalar gırla.
*
Domlar gibi savaşlarda tarafsız davranan topluluklar, kamplarda kalırlarsa bir tarafı desteklermiş gibi görüneceklerini düşünüyor, çocuklarının siyasal grupların etkisine girmesinden korkuyor, bu nedenle kamplarda kalmak istemiyor.
Hâl böyleyken, bu raporda Suriyeli Dom ailelerinin bazı üyelerinin, özellikle de kadın ve çocukların kendi istekleri dışında kampa götürüldüğü ve aylarca bu kamplarda tutulduğu ortaya konuyor.
‘Suriyeli dilenci genelgesi’ diye bilinen 46 No’lu genelgenin yayımlanmasından sonra bu topluluklar kamplara götürülme veya sınır dışı edilme korkusuyla sürekli yer değiştirmek zorunda kalıyor. Normalde 5-15 aile komünal hayata alışık olan Suriyeli Domlar bu genelgenin etkisiyle, şehirlerde kalabalıklar içinde kaybolmak ve görünmez olmak için bölünerek küçük gruplara ayrılıyor. Bu durum, bireysel yaşam pratikleri olmayan bireyleri suça açık hale getiriyor; özellikle kadınlar ve çocuklar bu durumdan etkileniyor.
*
Domların kaygıları düşünülerek, ilk yapılması gereken bu genelgenin iptali.
Ayrıca, Suriyeli Dom kadınların istihdamı konusunda çalışmalar yapılmalı, sağlık okuryazarlık düzeylerini artıran faaliyetler yürütülmeli, onlara yönelik istismarın önlenmesine çalışılmalı; temel hizmetlere ve sosyal yardımlara erişimlerini kolaylaştırmak için bir izleme mekanizması oluşturulmalı.
Yoksa toplayıp kampa yollamak en kolayı.
Paylaş