Türkiye’nin çevre karnesi baştan aşağı sıfır

HATIRLARSANIZ, Çevre Bakanı “2014 çevre yılımız oldu” demişti.

Haberin Devamı

ÇED yönetmeliğini değiştirip çok daha az evrakla çok daha hızlı ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporu verir hale geldiklerini gururla anlatmıştı.

*

Çevreyi talan eden birçok dev projeyi ÇED raporundan muaf tutuyor hükümet.
Oysa bazı mücadeleler ÇED zorunluluğu sayesinde devam ediyor. Halk inşaata başlamadan önce yapılması zorunlu olan ÇED toplantılarını yaptırmıyor, talan sürecini tıkıyor.
Birçok proje gelişigüzel hazırlanmış ÇED’lerle sürüyor. Projenin çevreye etkileri doğru düzgün değerlendirilmeden, formalite icabı hazırlanmış ÇED raporlarıyla.
Yani ÇED’i daha hızlı vermek, çok daha sakat bir ÇED süreci olacağı ve çevrenin daha kolay talan edileceği anlamına geliyor.
Çevre ve Şehircilik el ele gitmez. Şehircilik çevreyi yer. Gökdelene iki karış bahçe yapmakla, otoyol kenarlarına fidan dikmekle ya da süs çiçeklerinden Kız Kulesi çizmekle çevreci olunmuyor.
Doğa sadece vicdan değil, kültür meselesi de. Bu kültürle yetişen ve yetişmeyenlerin değerlendirmeleri de farklı oluyor.
Ama bir de gerçekler var...

*

Haberin Devamı

Çevre Mühendisleri Odası’nın hazırladığı Türkiye’nin 2014 Çevre Karnesi’ne göre son bir yıl içinde...
3. havalimanı projesi hukuk, bilim, kamu yararı göz ardı edilerek devam etti.
Milli Park sınırları içindeki Phaselis ‘ÇED gerekli değildir’ kararıyla inşaata açıldı.
AOÇ’deki iptal kararlarına rağmen binlerce ağaç kesildi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapıldı.
Mahalli sulak alanlara ‘önemi düşüktür’ denilerek yapılaşma imkânı yaratıldı.
Anayasa’nın 124. maddesine aykırı bir düzenlemeyle milli parklar yok edilmekle karşı karşıya kaldı.
Kirliliğin zirvesindeki Ergene Havzası’nda belirlenen atık su kriterlerinin devreye girme tarihi ertelendi.
HES’lerin sit alanına yapılmasının önü açıldı.
Tuz Gölü 1. derece doğal sit alanı olmasına rağmen plansız şekilde ihaleler gerçekleştirildi ve göl parsellendi. Bakanlık, iptal edilen ÇED raporlarını tekrar tekrar onayladı.
Eymir Gölü’nün hemen yanındaki Özel Çevre Koruma Alanı’na otel yapılmaya çalışıldı; Bakanlık projeyi iptal etmedi.
Yırca’da bir gecede 6 bin zeytin ağacı kesildi.
Amasra’yı tehdit eden termik santral projesi yeniden gündeme geldi ve Bakanlık süreci devam ettirdi.
Kuraklıktan kırılan Burdur Gölü’nü besleyen Ulupınar Deresi’ne gizlice gölet yapılmaya çalışıldı.
1. derece doğal sit olan Alakır Vadisi’nde 5 HES projesi devam etti.
Cennet Cerattepe’de altın madenine Bakanlık onay verdi.
Kavak HES projesinin ÇED kararı iptal edilmesine rağmen Bakanlık yama ÇED ile yola devam etti.
Konaktepe HES projesinin lisansının iptal edilmesine rağmen Bakanlık süreci durdurmadı.
Çanakkale Şevketiye köyünden Balıkesir il sınırına kadar ithal kömürle çalışan termik santralların yapılmasının önü açıldı.
Bozcaada’nın bakir koyları özel sektöre açıldı.

*

Haberin Devamı

2015 de kötü başladı...
İztuzu can çekişiyor. Mahkeme kararları korunması yönünde ama biz bu filmi çok gördük.
Antalya’da mermer ocağı için 800 yaşında sedir ağaçları kesildi.
Bu coğrafyanın en uzun boylu ağaçlarının olduğu Gümüşhane Örümcek Ormanları’na yol açma bahanesiyle dozerler girdi.
Nükleer ‘bela’ kurma sevdasından bir türlü vazgeçilmedi.

*

Yani, 2014 değil Çevre Yılı, Çevreyi Talan Yılı idi.
2015’te de bu talan hız kesmeden devam ediyor.
Kimse kimseyi kandırmasın.

Yazarın Tüm Yazıları