Türkiye hâlâ eski Türkiye

CUMARTESİ günü bu köşede ikiz bebekleriyle cezaevine girmeye hazırlanan Mülkiye’nin hikâyesini yazmıştım.

Haberin Devamı

Mülkiye, bir müşteriye PKK’ya götüreceğinden habersiz kitap sattığı için, ‘Zeynep’ kod adı ile illegal örgüte yardım yataklık yapmakla suçlandı ve 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı.
Eğer cezası ertelenmezse 19 Mayıs’ta 6 aylık olacak bebekleriyle cezaevinin yolunu tutacak.
*
Bu ‘Zeynep’ kod adı nereden çıktı derseniz...
Mülkiye’ye ailesi ve arkadaşları Zeynep diyor.
Nedenini anlamak için bandı en başa sarmak gerek.
1982 yılında Batman’ın Sason ilçesinin Kelhasan köyünde doğduğundan geldi belki de tüm bunlar başına.
Ailesi yoksuldu.
Daha bebekken kerpiç evleri yıkıldı, 5 kişi altında kaldılar.
4’ü ölüp enkazın altından bir o sağ çıkınca onu nüfusa yazdıran babası olaydan etkilenmiş olacak ki adını Mülkiye diye kaydettirdi.
Mülkiye gözaltına alındığında Zeynep’in kod adı olduğu iddia edildi, mahkemeye adının bu olduğunu kanıtlamak ona düştü.
*
Mülkiye’nin, yani Zeynep’in çocukluğu ‘Olağanüstü Hal’de geçti. Bunun ne olduğunu bilmeyenlere uzun uzadıya anlatmaktansa tek bir gözaltı hikâyesiyle yetiniyor:
“Evimize yapılan bir baskında her taraf dağıtıldı, asker o kadar öfkeliydi ki, bir gözaltı gerekçesi bulamadığı için tam çıkıyorken, Şivan Perwer’in teypteki ‘Xanımamın’ kasedini göstererek ‘Bulduk’ diye bağırdı. Şivan’ın kasediyle birlikte babam, ben ve kardeşlerimin eşliğinde gözaltına alındı. Birkaç gün sonra bırakılan babamın yolda yürüyemeyen halini anlatarak içinizi karartmayayım.”
Babasına neler yaşatıldığını kendimizi çok fazla zorlamadan tahmin edebiliriz herhalde.
*
Epeydir köylerini terk etmeleri için yapılan tehditler babasının korucu kurşunu ile yaralanması sonucu amacına ulaştı.
Her şeylerini geride bırakarak yaralı babalarıyla İstanbul’un yolunu tuttular.
Bağcılar’a vardıklarında kardeşleri 13-14 yaşında olduğundan Mülkiye’nin payına tekstil atölyesinde çalışmak düştü.
Yıllar sonra ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirebildi.
Çeşitli işlerde çalıştı ve 2010 yılında Mezopotamya Kültür Merkezi’nde çalışmaya başladı.
*
“Yaşadıklarıma rağmen tek bir Türk’e yan gözle bakmadım” diyor Mülkiye, “Bunda belki de beni yetiştiren anne ve babamın kinden uzak hayat anlayışlarının etkisi oldu. Adanalı bir Türk olan eşimi evlatları gibi sevdiklerini söylememe bile gerek yok muhtemelen”.
*
Mülkiye’nin doğumundan bu yana hikâyesi birçoklarının gözlerini kapadığı, kulaklarını tıkadığı, bu toprakların klasiklerinden.
Ama ‘Yeni Türkiye’ deniyor, ‘Barış’ deniyor, ‘Analar ağlamayacak’ deniyor...
Diğer taraftan birkaç kitap sattı diye bir anne bebekleriyle birlikte parmaklıklar ardına hapsediliyor.
Belki Mülkiye, Mülkiye’nin babası kin tutmamayı becerebiliyor...
Peki ya sahnede eller havaya yeni dönemin kurdelesinin kesildiği bir zamanda ilk adımlarını cezaevinin 4 duvarı arasında atacak bebekler büyüdüklerinde kindar olmamayı başarabilecekler mi?
Dedelerinin ve annelerinin sabrı o çocuklara geçecek mi?
Emin değilim.

Yazarın Tüm Yazıları