Türkiye bu işi iyi yapıyor

MARMARAY ve Metro projeleri kapsamında Yenikapı’daki istasyonun inşası vesilesiyle yapılan arkeolojik kazı malumunuz.

Haberin Devamı

İstanbul Arkeoloji Müzeleri başkanlığındaki bu kazı bitmek üzere.

58 bin metrekarelik alanda 400 işçi, sayıları 100’ü bulan arkeolog, mimar, sanat tarihçi, restoratör çalıştı.

8 yıldır kazılıyor. Normalde arkeolojik kazılarda sadece yazın 2-3 ay kazı yapılır. Burada ise 12 ay aralıksız çalışıldı. Bazı dönemlerde 3 vardiya, gece bile...

* * *

Neler bulundu neler...

Erken Bizans Dönemi’nin en büyük limanı olan Theodosius gün yüzüne çıkarıldı.

Onun altından neolitik dönem kalıntıları çıktı. İnsanoğlunun ilk yerleşik hayata geçtiği MÖ 5500’lü yıllar...

Dallarla örülmüş çadır evlere ait direklerin yuvaları, buğday başakları, silahlar, alet edevatlar bulundu. Toprağın balçık yapısı sayesinde ahşap malzemeler yok olmamış.

Mezarlar bulundu. 8.500 yıllık bir kadın iskeleti ortaya çıkarıldı.

Balina, fok, zürafa ve değişik tipte maymun kemikleri...

450 bin kasa çanak çömlek...

37 gemi bulundu. Hatta bunların biri yüküyle batmış, battığı haliyle toprakta muhafaza edilmiş.

En bombası ayak izleri...

Ayak izleri ortaya çıkarılırken bir çadır kuruldu, 50-60 kişi 100 metrekarelik bir çadırda çalıştı.

Aynı günde Osmanlı, Bizans, Helen ve neolitik buluntuların çıktığı oldu.

Bir metro inşaatı vesilesiyle toprağı kaza kaza geçmiş medeniyetlerden izlere ulaşıldı.

Haberin Devamı

* * *

Dünyanın en iyi arkeolojik kazılarından biri bu. Hem de kadro yerel. Sadece bilimsel çalışmalarda yabancıların işe dahli oldu.

Metro projesi olmasaydı ne bu kazıya böyle bir bütçe ayrılır (350 milyon dolar) ne de burada kazı yapılırdı.

Gönül isterdi ki kazı metronun kaplayacağı alanla sınırlı olmasın, etraftaki binalar da kamulaştırılsın, Kültür Bakanlığı “Al kardeşim burayı da kaz” desin. Ne de olsa toprak altındaki Theodosius Limanı kazı alanıyla sınırlı değil.

* * *

İyi-kötü Yenikapı’daki kazı Türkiye için çok iyi bir model oluşturdu. Ciddi para ve ciddi alan sağlayınca arkeolojik anlamda ne kadar büyük kazanımlar elde
edebileceğimizi gördük.

Artık göğsümüzü gere gere “Türkiye bu işi iyi yapıyor” diyebiliriz.

* * *

Proje bazlı arkeolojik kazılar yine olacak.

Bu Türkiye’nin olmazsa olmazı.

Ama bu işler arkeoloji müzelerinin yan işleri gibi yürütülmez.

Müzelerin ana faaliyeti müzecilik. Eser gelir, teşhir eder, sergi yapar. Tek odağı kazı değil, olamaz.

Kazılar tek işi bu olan birilerince yapılsa çok daha profesyonelce olur.

Önümüzde hazır bir Fransa örneği var.

Fransa’da 1800 kişilik arkeoloji ekibi doğrudan hükümete bağlı çalışıyor. Özerk ama tam bağımsız değil. Politik baskıdan arınmış ama işin kalitesi anlamında denetlenebilir. Bir yerde inşaat yapacaksanız gidip parasını yatırıyorsunuz, ekip geliyor, tıkır tıkır işinizi yapıp gidiyor.

Bizde de bu deneyim kurumsallaşmalı, sistematik hale gelmeli.

Haberin Devamı

* * *

Tabii bu da yetmez.

Esas, zihniyetler değişmeli.

Yoksa, siz istediğiniz kadar kazın...

Gidip de ihtişamıyla nam salmış İstanbul surlarının önüne gökdelen dikerseniz olmaz.

 

Yazarın Tüm Yazıları