Paylaş
- Kadınlar ve erkekler erken yaşlardan itibaren farklı ortamlarda sosyalleşiyor ve cinsiyet ayrımı Türk toplumunun en temel belirleyenlerinden birisi.
Kızlar daha büyük yaştaki kadın akrabalarıyla, erkekler ise aynı yaşlardaki hemcinsleriyle vakit geçiriyor.
Kadınlarla erkeklerin daha ileri yaşlardaki etkileşimlerine de yansıyan harem-selamlık düzeni kişinin kimliğinin serpildiği ergenlik dönemine kadar dayanıyor.
Bu düzen ileriki yaşlarda erkekleri el üstünde tutup kadınları eve hapsederek toplumsal hayattan dışlarken, lise döneminde bu sistem tersi yönde çalışıyor.
Lise dünyasında karşımıza toplumsal hayatta daha aktif, baskın kızlar tarafından sıklıkla tartaklanan, ezilen, sakin ve pasif erkekler çıkıyor.
Lisedeki kadın-erkek ilişkilerine damgasını vuran toplumsal gerçek, dünyayı tanımaya çalışan ergen erkekler ile üzerine 40 yaşında bir kadının tavır ve tecrübelerini giyinmiş genç kızın iletişim kuramaması.
Bu farklılık öyle çarpıcı bir hale geliyor ki, aynı yaş grubundaki erkekler kızları “cazgır”, “tehlikeli” sıfatlarıyla tanımlarken, kızlar kendi yaşıtı erkekleri “ergen” ve “pasif” olarak ti’ye alıyor.
Analı kızlar garip yiğitler
- Anneleri ve annelerinin arkadaşlarıyla konuşarak edindikleri bilgilerle liseli kızlar, yaşıtları olan erkeklerden “ne istediklerini bilmelerini”, “internetten değil, yüz yüze konuşacak kadar cesur olmalarını”, “sevdiklerini sadece söylemekle kalmayıp bir de hissettirmelerini” istiyor.
Liseli erkekler ise “erkek değilse karşıma çıkmasın zaten” diyen bu kızların “asabi tepkilerinden” veya aşağılanmaktan korkup çekiniyorlar.
Başarısızlık / reddedilme korkusu, kız ve erkeklerin arasındaki mesafeyi iyice açıyor.
Bu fiziksel ayrımın en önemli sonucu ise kızların ve erkeklerin ayrı dil kalıpları geliştirmesi, aynı sözcükleri kullanarak başka şeyler anlatmaları ve birbirlerini hiç anlamamaları.
Kızlar arasında “sünepe” sözcüğü yaygın tüketim alışkanlıklarını toplumsal baskı ile kabullenen erkekleri tanımlamak için kullanılırken, aynı sözcük erkekler tarafından cesaretsizliği anlatmada kullanılıyor.
Baktığınız kıza şu an ulaşılamıyor
- Kızlar ve erkekler konu flört olunca ortak bir davranış kodu geliştiriyor: Tanışamama.
Kızlar kendilerini olabildiğince baskın göstermeye özen gösterseler de hâlâ ilk adımı erkekten bekliyor. Erkekler de hoşlandıkları kızla tanışmak için adım atmaktansa “bakmayı” tercih ediyor.
Peki baktığı kız senden hoşlanmışsa ne yapar: “O da bakar.”
Bu bakışma kızlar ve erkekler tarafından tamamen farklı anlaşılıyor. Kızlar için bu tanışmaya bir davet iken, erkekler bu gülümsemeyi cinsel davet olarak algılıyor.
- Kendi hemcinsleri ile sosyalleştiğinde yaptığı maça gitmek, oyun salonuna gitmek gibi aktivitelere kızları dahil edemeyen erkeklerin, kızlarla vakit geçirmek, kızlarla tanışmak için geliştirdiği en temel strateji, büyük AVM’lere gitmek ve buralarda yemek yemek.
- Sanılanın aksine Facebook birinci değil ikinci aşama ve ikinci aşamadan sonrası tanışmaya kıyasla daha kolay: MSN, SMS/BBM/whatsapp, telefonla konuşma ve buluşma.
Facebook jargonu
- Kendilerini karşısındaki kişiye tam olarak anlatamayan gençler Facebook, MSN, BBM gibi ortamlardaki araçları kullanarak iletişim kuruyor.
Örneğin bir kıza ondan hoşlandığını söylemektense profil resmini “like” etmek çok daha kolay ve üstelik yanlış anlaşılamıyor.
Sorun baş başa kalmak
- Sorun baş başa kalan iki gençten birinin diğerine duygularını veya arzularını açamaması değil, iki gencin arkadaş grubu arasından sıyrılarak birbiriyle tanışmak ve bir şeyleri başlatmak için ne yapacaklarını bilememeleri.
Paylaş