Sanata su gibi ihtiyacımız var

İnsanların sanata yönelmeleri için yeteneğin şart olduğunu düşünmüyorum ama yetenek olmadığında insanların yeterince motive olamayabileceğini biliyorum.

Haberin Devamı

Ben kendimi bildim bileli resim yaparım. Hayatta her şeyden fazla –okuyup yazmaktan bile- daha çok neyi yapmayı sevdiğimi sorsalar, “Çizmek” derim. Bunu sanatla uğraşmayan birine anlatmak zor ama o üretim süreci aslında bir arınma süreci.
Spor yaptığınızda nasıl toksinlerden arınıyorsanız, sanatsal üretimde de ruhunuzu temizliyorsunuz. Ben şahsen, hayatta beni sıkıştıran ne varsa unutuyor, sakinleşiyor, hatta sorunlara daha kolay çözüm üretebiliyorum.
Ama herkes sanatsal bir üretim yapmak zorunda değil; sanat aynı zamanda izlemek, deneyimlemek, keyfini sürmek için var. Sadece bu da değil; sanat toplumsal barışı sağlayacak kadar güçlü bir araç.
Farklılıkların zenginlik olarak yansıdığı, toplulukları kaynaştırma kapasitesine sahip, ifadenin olabildiğine özgür olması gereken bir yer sanat. Gücü bilindiğinden, çokça otoriter yönetimler tarafından baskılanmasına, sansürün en çok görüldüğü konulardan biri olmasına da şaşırmamak gerek.
Oysa sanat yıkıcı değil, iyileştiricidir.
Sanat, hayal ürünü gibi görünse de aslında gerçeğin ta kendisidir.
Şiddetin her türlüsüne boğulduğumuz, yaşamdan çok ölümle haşır neşir olduğumuz, ekonominin sarpa sardığı şu dönemde tam da ihtiyacımız olan şey sanat. Bizi iyileştirecek olan şey.
Ama çoğumuzun gündeminde çok alt sıralarda.
Ayda kaç sergiye gidiyorsunuz, kaç konser izliyorsunuz, kaç tiyatro oyunu veya film görüyorsunuz?
Bunları yapmanın size ne kadar iyi geleceğini bile biliyor musunuz?
Burada çuvaldızı kendimize batırıp medyanın sanata ne kadar veya nasıl yer verdiğine de bakmak gerek.
Gazetelerde sanat sayfalarının yok olduğu, ilanlarla çiğnendiği, magazin figürlerinin ‘sanatçı’ diye lanse edildiği bir ülkede insanların sanata ve kültüre uzak kalmasında medya da sorumludur.
Tam da böyle bir zamanda Hürriyet harika bir iş yapıp ‘Hürriyet Kitap & Sanat’ ekini çıkarmaya başladı.
Radikal Kitap 15’inci yılını devirirken dönüştü, büyüdü ve kapsama alanını genişletti. Nitelikli kitap tanıtımı ve eleştiri yazılarıyla bilinen Radikal Kitap, 3 Şubat’ta ‘sanatı’ da içine alarak ‘Hürriyet Kitap & Sanat’ ekine dönüştü.
Radikal Kitap ve Keyif ekleri Türkiye’de sadece 3 büyük kentte merkezde dağıtılırken Hürriyet Kitap & Sanat cuma günleri tüm Türkiye’de dağıtılıyor.
Hürriyet bu noktada toplumu daha çok kültür ve sanatla buluşturmak için elini taşın altına koydu. Zira bu işin ciddi bir maliyeti var. İlk sayıdaki ilanlara bakınca, büyük kurumların da aynı hisleri paylaştığı ve ilanlarıyla destek verdiği anlaşılıyor.
Hürriyet Kitap & Sanat, kitaba dair her şeyin yetkin imzalar eşliğinde sunulduğu bir kitap eki olmayı sürdürüyor. Ama bununla da kalmıyor ve okurları haftanın kültür sanat olaylarına dair yazılar ve söyleşilerle de buluşturuyor. Caz, klasik müzik, plastik sanatlar, mimari, sinema, tiyatro, hepsi var bu ekte.
Ne iş yaptığını bile bilmediğimiz ya da gerçekten hiçbir iş yapmayanların, topluma hiçbir faydası olmayan insanların meşhur olduğu, aylarca kapanıp üreten bir ressamın sergisini duyuracak mecra bile bulamadığı günlerde ilaç gibi geldi bu ek.

Yazarın Tüm Yazıları