Paylaş
Çünkü eğer ortada bir savaş vardı ise...
Ben o savaşın tarafı değildim.
Kendimi birilerinin seçim savaşının tarafı olarak değil, mücadele içinde bir insan olarak görüyorum. Eğer illa taraf olacaksam, mücadeleden tarafım.
Dün de aynı şey için mücadele ediyordum; bugün de aynı şey için mücadele ediyorum, yarın da aynı şey için mücadele edeceğim.
*
Ne için mücadele ettiğimi soracak olursanız...
Doğruları yazmak, söylemek, yaymak için.
Böcek gibi ezilen, yerin 20 metre altında havasız bırakılan, traktör kasalarında ölümle burun buruna getirilen işçilerin haklarını savunmak, ailelerinin sesi olmak için.
İkinci sınıf yurttaş muamelesi gören kadınların ailede, sokakta, işyerinde, toplumda güçlenmesi, yaşam haklarını koruyabilmesi için.
Yok sayılan eşcinsellerin görünür olmaları, diğer herkesle eşit sayılmaları, cinsiyet kimliklerini gizlemeden baskısız yaşayabilmeleri için.
Hunharca, zalimce, bilgisizlikle, altı boş bir kalkınma anlayışıyla katledilen doğaya ve o doğanın parçası insanlara sahip çıkmak için.
Polis kurşunuyla, dayakla, sopayla canından olanların, satır gölgesine mahkûm bırakılanların hesabını sormak için.
Konuşması, hatta düşünmesi yasaklanmak istenen insanların özgürlük sınırlarını genişletmek için.
İnancını mezhebine paralel dilediğince yaşayamayan insanların önündeki engellerin kaldırılması için.
Bu insanların fişlenmemesi, yaşadıkları binalara çarpı atılmaması, cenazelerini istedikleri yerden kaldırabilmeleri için.
Yaşam tarzı tehditleri altında kıstırılanların bundan ödün vermemesine yardımcı olmak için.
Çocukların çocukluklarını yaşayabilmeleri, merdiven altı atölyelerde çalıştırılmamaları, derelerde boğulmamaları için.
Kindar ve dindar nesiller yetiştirilmemesi için.
Yeni nesillerin yüzünü bilime, teknolojiye dönerek bu ülkeyi ileri taşıyacak yolda yürümeleri için.
Kültürün ve sanatın sansüre, otosansüre yenik düşmemesi için.
Bu ülkenin sayısız topluluğunun birbiriyle barışması, toplumsal barışın kök salması için... Bunun sağlanabilmesi yolunda karartılan gerçeklerin su yüzüne çıkması, özür dilemesi gerekenlerin özür dilemesi, hesap vermesi gerekenlerin hesap vermesi için.
Binlerce insanla, yüzlerce meslektaşımla beraber tüm bunlar için mücadele ediyorum.
Ve ömrüm boyunca, bu ülkede kim yüzde kaçla iktidar olursa olsun bu mücadeleden vazgeçmeyi aklımdan bile geçirmiyorum.
*
İktidarlar gelir, geçer.
Zoru görünce kaçacak değilim.
Daha da inatla, dirayetle ve asla vazgeçmeyerek haklı olanın yanında durmaya, onun hakkını kendi hakkım gibi savunmaya ve verilmeyen hakkı almak için uğraşmaya devam edeceğim.
*
Tam 21 yıldır inatla yakınlarının kemiklerinin peşinde, yılmadan bekleyen ve her hafta buluşup dayanışan Cumartesi Anneleri ilhamım olsun.
Arjantin’de kaybolan ve katledilen çocuklarının izini süren Mayıs Meydanı Anneleri’nin dediği de kulağıma küpe:
“Kaybedeceğin tek mücadele terk ettiğin mücadeledir.”
Paylaş