Kanun çıkarmak kolay, uygulanıyor mu sen ona bak

Yarını bekleyemedim

Haberin Devamı

Çalışma Bakanlığı'nın 31 Temmuz 2013 tarihli istatistiklerine göre, Türkiye'de madencilik sektöründe toplam 200 bin işçi statüsünde çalışan var. Bunun yaklaşık 35 bini örgütlü, geri kalanı sendikasız olarak çalışıyor. Bunun dışında elbette kayıtsız olarak çalışanlar da var.

Ocak-Temmuz 2013 arasında madencilik sektöründe yaklaşık 15 bin istihdam artışı oldu. Maden kenti olan Zonguldak'ta ve bölgede taşkömürü madenciliğinde örgütlü işçi sayısı 11 bin. Bu rakama Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile HEMA ve Star şirketlerinde çalışanlar dahil. Resmi olarak net bir rakam olmasa da rödovanslı sahalarda çalışan 4 bin kadar da örgütsüz maden işçisi olduğu tahmin ediliyor.

Genel Maden İşçileri Sendikası Başkanı Eyüp Alabaş "İş Cinayeleri Almanağı 2013"te yer alan röportajında şöyle diyor:

Haberin Devamı

"Zonguldak'ın kanayan en büyük yaralarından biri kaçak ocak ya da ruhsatsız ocaklar. Ruhsatsız işletmeler konusunda biz Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) olarak birçok defa devlete, devlet adına yönetenlere, kamuoyuna şunu söyledik: Bu tür ruhsatsız ocaklarda iş güvenliği tedbiri, mühendislik hizmetleri alınmadan, teknik şartnamelere uygun olmayan köstebek yuvası gibi, maden ocağı bile denilemeyecek yerlerde maden işçilerinin göz göre göre ölmelerine seyirci kalınması doğru değil."

Alabaş, bölgelerinde 3 bin civarında kaçak işçi olduğunu tahmin ettiklerini söylüyor.

Ruhsatsız ocaklar sorun da...

Ruhsatlılar cillop sanmayın.

2010'da TTK Karadon Müessesesi'nde yeni servis kuyusunda 30 işçinin iş cinayetinde hayatını kaybettiği 'kaza'da görüldü ki anayolda, havalandırmanın en iyi yerinde, 'ocağın otobanı' denilebilecek yerde grizu patlaması oldu.

Dünya madencilik literatüründe böyle bir grizu patlaması yok.

2013'te Kozlu Müessesesi'nde havza tarihinin en büyük degaj patlaması meydana geldi.

"Biz 1992'de 263 arkadaşımızı kaybettiğimiz Kozlu'daki grizu faciasından sonra havzamızda iş güvenliği tedbirlerinin alınmasıyla artık çok ölümlü 'iş kazaları'nı unuttuk, her ne kadar yeterli olmasa bile iş güvenliği tedbirleri alındı derken, taşeron uygulamasının başlamasıyla birlikte çok ölümlü iş cinayetlerini yeniden hatırlar hale geldik" diyor Alabaş.

Haberin Devamı

Taşeron ölüm demek.

Taşeron iş cinayeti demek.

2013'teki çok ölümlü 'kaza'ların tamamı Türkiye'nin birçok yerinde -özellikle Adana, Samsun, Balıkesir, Bursa'da- taşeron şirketlerde oldu.

Kurumların kendilerinden maaş alan teknik nezaretçileri o kurumları sağlıklı denetleyemez. Bu defalarca dile getirilmesine rağmen bununla ilgili ciddi bir adım atılmadı.

Kurumları denetleyenler bağımsız olmalı.

Yoksa İş Güvenliği yasasında bir sorun yok.

Ama yasa çıkarmak yetmiyor, esas mesele onun uygulanıp uygulanmadığını denetlemek.

Yazarın Tüm Yazıları