Paylaş
Siyasetçiler bu ölümü geciktirmeye çalışıyorlar. Bizde mesela, hükümetin önünde yıllardır bekleyen, hipermarketlerin ve AVM’lerin şehir dışına taşınmasını ve çalışma saatlerinin kısıtlanmasını öngören bir yasa tasarısı var, tartışılıp duruyor.
Bir yandan bakkallar hayatta kalmak için çığlık çığlığa iken, AVM ve hipermarket sahipleri de ekonomiye hareket getirdikleri gerekçesiyle bastırıyor.
Bana sorarsanız, sadece bakkallar yaşasın demiyorum ama süpermarket ve hipermarketler de haddini bilmeli. Gidişatı daha iyi anlatmak açısından iPad’lerin Migros’ta satılması örneği yeterli. Bu memlekette iPad’i bile ilk Migros sattı.
Bu kulağa olumlu bir şeymiş gibi geliyor ama iPad’i bir süpermarketin değil, uzmanının, bilen adamın satması lazım. Markete gittim, bir iPad, yanında da bir kilo hıyar aldım karikatür gibi değil mi sizce de?
Kitaplar da aynı şekilde. Kitabı mümkünse kağıt kokulu kitapçılardan alalım, süpermarketten değil. Yoksa yakında, mahallede kitapçı bulmak da zor olacak.
Dünyada filizlenmeye başlayan yeni trend herkesi memnun edecek gibi görünüyor.
Bu trendin çıkış yeri İngiltere.
Geçtiğimiz haziran ayında süpermarket zinciri Waitrose pazarda bir boşluk gördü ve fark yaratmak için Cambridge’de küçük bir “bakkal dükkanı” açtı. İlham kaynakları Tokyo.
Tenis kortu büyüklüğünde, bizim bakkal amca ve süpermarket arası boyutta bir dükkan bu. Planları önümüzdeki 10 yıl içinde bunların sayısını 300’e çıkarmak. Her hafta bu dükkandan içeri 12 bin müşteri giriyormuş; bu rakam beklentilerinin yüzde 12 üzerinde.
Cihangir’deki Carrefour veya Dia, ?ok gibi yerleri düşünüp “Bunlardan bizde var” demeyin. Bizim mahalle aralarında, yüksek emlak değerleri yüzünden zorunlu olarak küçülen süpermarketler sizi yanıltmasın.
Waitrose burada “Büyükte verdiğim hizmetin aynısını küçükte de vereceğim” diyor. Yani yakındır, bizim ülkemizde de bakkal amca modern yüzüyle, tek tip kıyafetiyle yeniden karşımıza çıkabilir.
Tek eksiğiyle...
Bakkal amca artık bankacılık hizmetlerinden çekilecek, veresiye çalışmayacak.
Mağaza büyüdükçe ucuzluyor kabul ama şıklaştıkça daha fazla harcattığı da kesin. Ben eskisi gibi bakkala gidip sadece bir ekmek, bir gazete, bir gazoz alıp çıkmak isteyenlerdenim. Kafam karışmadan, siz de öyleyseniz iyi haberim var.
Küresel iflas yaşanıyor
Birkaç ay önce Başbakan Erdoğan 212 İstanbul adlı alışveriş merkezinin açılışında “Küçük esnafın durumunu biliyorum. Fakat Türkiye değişiyor. Bakkallar kendi aralarında birleşecekler” demişti. Bazı gazeteler, birinci sayfalarda bu haberi, ‘Bakkal dönemi kapanıyor’ başlığı ile vermişti.
Rakamlar da bu yönde.
Bakkal sayısı 10 yılda 155 binlerden 120 binin altına düştü. Hindistan, Çin, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerde de benzer bir tablo var, bakkallar zor günler geçiriyor.
Bakkal sayısı Brezilya’da 1 milyon, Meksika’da 800 bin, Kolombiya’da 400 bin civarında. Güney Kore’de ise bu sayı 500 binin üzerinde. Hindistan’daki bakkalların ise her yıl yüzde 2’ye yakını kepenk indiriyor.
Paylaş