Paylaş
Bazılarınız okumuştur. Okumayanlar dönüp mutlaka okusun.
“Bizim bir hayatımız varsa, bu hayat başkalarının hayatıyla mümkündür” dedi Çarşı.
Futbolun insanlara yaydığı kolektif ruhun ve kolektif hafızanın insana kendine dışarıdan bakma şansı verdiğini ve bu bakışın insani değerleri diri tuttuğunu anlattı.
Çarşı birilerine rahatsızlık verdi, veriyor ve ihtimal o ki gelecekte de hep verecek.
Çünkü Çarşı...
Çocukların bayrağa sarılı tabutlarını unutmuyor.
12 yaşında vücudundan 13 kurşun çıkarılan çocukları unutmuyor.
Berkin Elvan’ı unutmuyor.
Ali İsmail’i unutmuyor.
Doğayı katleden HES’leri unutmuyor.
Cennet Kaz Dağları’nı unutmuyor.
Betona dönen hayatlarımızı unutmuyor.
Taşeronlaşmayı, sendikasızlığı, kuralsız çalışmayı unutmuyor.
Nükleer tehlikesini unutmuyor.
Çocuk pornosunu unutmuyor.
Kadına şiddeti unutmuyor.
Kışın üşüyenleri unutmuyor.
Tiyatro yıkımlarını unutmuyor.
Huzur evlerini unutmuyor.
Kimsesiz çocukları unutmuyor.
Kitapsız çocukları unutmuyor.
Engellileri unutmuyor.
Depremzedeleri unutmuyor.
Köy okullarını unutmuyor.
Üstüne bir çöp alamayan yoksulları unutmuyor. Yalnızları, mazlumları, mağdurları unutmuyor.
İki deri bir kemik sokak hayvanlarını unutmuyor.
Hayvanlara yapılan zulmü unutmuyor.
Kanser hastalarını unutmuyor.
İş cinayetlerini unutmuyor.
Ayakkabı kutularını unutmuyor.
Ayakkabısı delik olanları unutmuyor.
Çarşı hızla hafızalardan silinmek istenenleri unutmuyor; bize de unutturmuyor.
Şahit olduklarımız karşısında utanmaktan hayata devam etmekte zorlanırken biz...
Utancımızı bir nebze temizliyor.
Değerlerin yerle yeksan olduğu bir zamanda bize değerlerimizi hatırlatıyor.
“Futbol hayattır” derler hep.
Oysa, “Hayatı futbola değil, futbolu hayata feda ederiz” diyen Çarşı futbolun çok daha fazlası.
İyi ki var.
Paylaş