Paylaş
Günümüzün en belirgin eğilimi ne?
Hayatta bizim için önemli olan şeyi yeniden tarif ediyoruz. Şu an “değişmiş bir kuşak” var. “Ailemde ... yapan ilk kişiyim” cümlesi burada kilit. Mesela ben ailemde üniversiteye gitmiş ilk kişiyim. Bu benim ailemin dinamiklerini tamamen değiştiriyor. Ailemde kendi parasını kendi idare eden ilk kadınım. Bu bugün çok sayıda insan için geçerli.
Teknolojinin bu “değişmiş kuşak”taki rolü ne?
Teknoloji kuşaklar arasındaki ara hat. Teknolojiyle büyümüş ve onsuz büyümüş kuşak arasında büyük fark var. Markalar iki kuşağın kesiştiği yerlerde zeka göstermeli. Örneğin yıllar önce İngiltere’de yaşlılara kısa mesaj yollamayı öğretmek için Orange ve hükümet işbirliği yaptı. Şimdi İngiltere anneanneyle torunun cep telefonundan mesajlaştığı bir ülke.
İki kuşak arasındaki farkın daha büyük olduğu bir dönem var mı?
1960’larda özellikle Amerika’da kuşaklar arası fark muazzamdı. Bu fark kültürel anlamdaydı.
Diğer baskın eğilimler neler?
Tüketicinin güçlü olduğu bir dönemdeyiz. İnsanlar birbirleriyle markalar hakkında, hayattan beklentileri hakkında konuşuyorlar. İnternette “hayatlarını yayınlıyorlar.”
Marka ile tüketici söz konusu olduğunda her yerde karşımıza “empati” sözcüğü çıkıyor.
Bugün tüketici sesini duyurabiliyor. Eskiden markalar dikte ederdi. Şimdi insanlara bilgiyi bol kepçe veriyorlar. Geçmişte sadece insanların onlara para vermesini bekliyorlardı.
Günümüz tüketicisi şımarık mı?
Çok. Markalar olaydan kopmamak için onların ihtiyaçlarına hitap etmek zorunda. Ama hayat bizi şımartmıyor. Bugün insanlar küresel anlamda dünyayla, mikro anlamda da hayatlarıyla ilgili endişeliler. Çevre ve ekonomi gibi büyük meseleler hayatlarına parazit yapıyor. Bunlara dokunan, tüketicinin endişelerini paylaşan markalar zamanla güven kazanıyor.
Teknoloji insanların ihtiyaçları üzerinde nasıl bir rol oynuyor?
Teknoloji ve teknolojik aletler sayesinde kendimizin küçük birer ofisiyiz, mağazasıyız, kütüphanesiyiz, okuluyuz. Hiç olmadığı kadar iletişim halindeyiz.
Bunun gerçek bir iletişim olup olmadığı hep tartışılıyor.
Gerçek bir iletişim değil demek elimizde tuttuğumuz akıllı telefonu çantada keklik saymak. Bir yerimiz ağrıdığında sorunun ne olduğunu öğrenmek için cepten Google’-layabiliyoruz. Eskiden doktora gitmemiz gerekirdi.
Rahat-sızlıkları Google’lamak tavsiye edilmiyor. Belirtileri okuyunca kanser olduğunu sananlar çıkabiliyor.
Teknoloji tarafsız iken, onu kullanma biçimimiz tarafsız değildir. Her şeyde dengeli olmalıyız. Dengeniz şaşmış ve kanser olduğunuzdan endişeleniyorsanız belki de fazla çalışıyorsunuz. Bu size yeniden dengeye kavuşmanız için bir sinyal. Bunun üzerine internete girip “Dengemi nasıl bulurum” yazabilirsiniz. Yoga, meditasyon vs, cevabı Google verebilir. Ben telefon etmek için bir yere yürüdüğümüz zamanda da yaşadığım için elimizdeki bu alete nankörlük ettiğimizi düşünüyorum.
Bir de teknolojiye inat gibi çığ gibi büyüyen bir Tak-Yap (DIY) trendi var.
Başkaları bizim için bir şeyler yaparken, şimdilerde bir şey yapma hissini biz de tatmak istiyoruz. Çünkü teknolojide doz aşımı yaşıyoruz ve yabancılaşıyoruz. Bizi doyuracak mini eylemler peşindeyiz.
Bir şehir nasıl popüler olur?
Şu anda şehrin kendisi popüler. Buna “şehir tüketiciliği” diyoruz. Şehirler giderek kalabalıklaşıyor, buralarda yaşayanların refah düzeyi artıyor, şehir kültürü ve değerleri yayılıyor.
Sizce İstanbul yeterince popüler mi?
İstanbul, ne kadar muhteşem olduğunun henüz farkında değil. Muhteşem bir şehir, burada tazelik de var, Avrupa ile Doğu’nun ışığı var. İletişim becerisini geliştirmeli.
İstanbul’un ne kadar harika bir yer olduğunu çevresindekilere anlatacak daha çok insanı ve trend avcısını buraya çekmesi gerek.
Paylaş