İnsanları uyandıran adam

Yaptığınız iş nedir?
İnsanları uyandırmak. Yargılamadığınızda hayat daha çok oyun oluyor. Yargıladığımızda ise daha çok iş, angarya ve yapmanız gerektiğini düşündüğünüz şeyler serisine dönüşüyor.
Nasıl bir aileye doğdunuz?
Utah’ta doğup büyüdüm. Buradaki insanların çoğu Mormon tarikatı mensubu. O kültürde büyüdüm ama dindar değildim. Büyürken kilisem de, dinim de basketboldu. Koçla anlaşamadığım için eğlenceli olmaktan çıkmıştı. Mormon kültüründe misyonerlik zorunlu olmasa da teşvik ediliyor. Hayatta o sırada misyonerlik bir alternatifti. 3 hafta eğitim merkezine gidip dini öğrendim.
Misyonerliğe nereye gittiniz?
İki yıllığına South Carolina’ya. 20 yaşındaydım.
Kaç kişiyi dönüştürdünüz?
23. Dönüştürdüklerim hiçbir dine inanmayan kimselerdi, o yüzden onlar için Mormon’luk bir üst modeldi.
Misyonerlik size ne kattı?
Liderliği, insanlarla bağlantı kurmayı, etkileşimi öğrendim. İnsanların inanç sistemlerini gördüm. İnsanlar misyonerleri misafir ederlerdi, farklı insanların evlerini, yaşantılarını, yediklerini, içtiklerini, ilişkilerini gözlemleme fırsatım oldu.
Eve dönünce ne oldu?
Mormonluğun artık bana işlemediğini görmem uzun sürmedi. Mormon kilisesinin dışında bir yerlere kendimi konumlandırdım. Pazarladığım, diğer insanları iknaya çalıştığım inançlardan uzaklaşıyordum.
Babamın ölümüyle hayatımda her şey yerinden oynadı. Tıbbi yöntemlerin işe yaramadığını gördüm. Babam lösemiydi. Tıp dünyasının oyununu oynadı. Kemoterapi gördü. Tıbbi yöntemdeki boşlukları gördüm. Bunun üzerine Kaliforniya’ya taşındım ve alternatif sağlık yöntemlerini keşfe çıktım. Kemik bilimi, masajla tedavi usulleri, yoga, meditasyon, nefes, Tai Chi, Reiki, Çin tıbbı eğitimleri aldım. İnançları, o inançların insanların sağlığını nasıl etkilediğini sormaya başladım. Neredeyse bir keşişe dönmüştüm. Bir dairem vardı ama hiçbir malım yoktu.
Hayatınızı nasıl kazanıyordunuz?
Küçük bir oteli yönetiyordum. Çok basit bir hayat yaşıyor, vaktimin çoğunu okumaya, meditasyona ayırıyordum. Sonra evlendim, iki çocuğum oldu. 2007’de dibe vurdum. Alternatif yöntemleri öğrendikten sonra bile hayatım darmadağın olunca “Tüm bunların anlamı ne?” diye düşündüm.
Ve Access Bilinçlilik sistemiyle tanıştınız.
Access’le uğraşan insanlarla tanıştığımda hemen onlarla çalışıp çalışmayacağımı sordular. Enerjiyle çalışma, enerjiyi hissetme kapasitem olduğunu fark etmişlerdi. Atölye çalışmalarına gittim ve üç yıldır onlarla çalışıyorum.
Bu arada hayatınızda ne değişti?
2009’da boşanmayı seçtim. Evlilik fikri artık anlamsız geliyordu. Boşanmak istememin nedeni karımla aramızda sorunlar olması değildi. İlişkimiz belki de hiç olmadığı kadar iyiydi.
Evliliğe inanmıyorsunuz yani.
İnanıp inanmamak meselesi değil... Eğer evlilik sizin için işliyorsa harika. Benim için bir süre işledi, işlememeye başladığında başka bir seçim yaptım. Evlilik dışında ilişki kurmayı denedik, iki çocuğumuz var. İlişki evrim geçirdi, hâlâ geçiriyor. Birbirimizi önemsiyoruz. Maddi anlamda ona destek oluyorum, o da çocukları görmem konusunda sorun çıkarmıyor. O noktada gayet arkadaşçayız.