Giyim kuşamı kompleks yapmayan Demir Leydi

“Demir Leydi” filmi, yakın tarihin en tartışmalı figürlerinden Margaret Thatcher’ın hayatı kadar gardırobunu da hatırlatıyor. Giyim kuşamı siyasi araçlarından biri haline getirmeyi başarmış Thatcher, kadın politikacıların kadınsı olmaktan çekinmemesi gerektiğinin de kanıtı.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb6204f018fbb8f8bd8dac

Bu gece Kızıl Yıldız şifon tuvaletim, hafif boyanmış yüzüm ve dalgalı saçımla Batı dünyasının Demir Leydi’si olarak karşınızdayım.
31 Ocak 1976’da Margaret Thatcher’ın muhafazakârlara yaptığı konuşmadan bir cümle bu.
Medyanın, siyasetçilerin kıyafetlerini popüler kültürün odağına koymasının
kadın siyasetçilere ciddi zararlar verdiğini savunur kimileri.
Onlara göre, kadın siyasetçinin giyim kuşamını konu etmek, kadınların politika sahnesine uygun olmadığı görüşüne destek atmakla eşdeğerdir.
Oysa... Kadın siyasetçinin akıllısı giyim kuşamı da araç olarak kullanmayı bilir.
Stil sahibi olmak siyasetçi nezdinde önemlidir; çünkü stil aynı zamanda devamlılık demektir. Tamam, stil sahibi hayat sadece göze hoş görünen kıyafetlerden ibaret değildir. Ama kadın siyasetçinin cingözü bilir ki kıyafetler de yürünen yolda has hizmetkârlardan biridir.
Yakın tarihin en önemli siyasi figürlerinden Demir Leydi lakaplı Margaret That-cher mesela kıyafetin öneminin son derece farkındaydı. Zaman zaman medyanın kıyafetlerine olan ilgisini teşvik dahi ederdi. Görünümün önemli olduğunun altını çizer ve politik arenada hayati öneme sahip olduğunu belirtirdi. Yeri geldiğinde giysilerine önem vermeyen erkek siyasetçilerin kulağını çekerdi. Thatcher, hatıralarında siyasetçi-kıyafet ilişkisinden şöyle bahsetmişti: “Siyasetçinin imajını ve görünümünü değiştirmeyi reddetmesi güç kazanma konusundaki ciddiyetini zedeler.”
Yakın tarihin şüphesiz en tartışmalı figürlerinden Thatcher’ı seversiniz, sevmezsiniz... Ama onun bir stil ikonu olduğunu reddedemezsiniz.
1989’da Vivienne Westwood, Tatler dergisinin kapağında Margaret Thatcher kılığında poz vermişti. Kimliğini muhaliflik üzerine kurmuş Westwood “Thatcher her zaman dünyanın en iyi giyinen insanlarından biri oldu. Politikaları korkunçtu ama görünümü ona inanılmaz bir varlık kazandırdı” diyerek Demir Leydi’nin hakkını da teslim etmişti. Thatcher aynen bir kariyer kadını gibi giyinir, kıyafet yoluyla güçlü kadın imajı çizmeyi bilirdi.
Spreyle çelik sertliğine kavuşturulmuş saçı ve mavi tayyörleri gücünün ve politikalarının bir yansımasıydı.
İngiliz moda markalarının dünyadaki başarısı da onu çok ilgilendiriyordu. Westwood’un uluslararası başarısı sorulduğunda “İngiliz olması harika değil mi!” diye yanıtlamış, 1986’da bir televizyon röportajında iç çamaşırlarını Marks&Spencer’dan aldığını açıklamıştı. 
Kıyafet ve politika Thatcher’ın gündelik hayatında iç içe geçmişti. Thatcher asıl meselenin stil olduğuna inanıyordu. Görünümünüz kim olduğunuzu ve iş yapma biçiminizi anlatırdı.
El çantaları meşhurdu. Bunların bir düzinesi içlerinde kozmetikler hazır vaziyette Downing Street 10 numarada kullanılmayı beklerdi. Kıyafetlerinin birçoğunun isimleri bile vardı. Aquascutum etiketli balıksırtı tayyörü “87 seçimleri” diye adlandırılır, “Reagan Mavisi” güzel anıları hatırlattığı için Thatcher tarafından tekrar ve tekrar giyilirdi.
Thatcher kıyafeti politik mesajlar vermek için de kullanırdı. Örneğin, 1988’de Polonya ziyaretinde bu ülkede yeşil umudun rengi olduğu için yeşil elbise giymişti.
Demir Leydi politika sahnesinde agresif ve erkeksi bir imaj çizmiş olabilir. Ama kıyafetleri feminenlikten asla ödün vermedi. Giyim tarzı çokça medyaya malzeme olsa da Thatcher’ın ciddiyetinden bir şey götürmedi. Aksine Thatcher giysileriyle kadın siyasetçinin erkekler dünyasında var olmak için kadınsılığından ödün vermek zorunda olmadığını dünya aleme gösterdi.

Yazarın Tüm Yazıları