Paylaş
20 Ocak-14 şubat tarihleri arasında TTÇocuk portalının sponsorluğunda, Feld Entertainment tarafından sahnelenecek “Mickey’nin Masal Dünyası” müzikali için biletler üç ay önceden satışa çıktı.
Söz konusu olan çocuklara yönelik bir gösteriyse, bu pek alışıldık bir durum değil.
48 kez gösterilecek müzikali 100 binden fazla kişi izleyecek. Ciddi rakam. Bütün şovları ıstanbulluların doldurduğunu düşünmeyin. Bursa’dan bir tur şirketi toplu bilet almış, 2000 tane... Ve bunu bir ıstanbul turu olarak organize etmiş. Müzikal bahanesiyle yerli turist kafileleri gelecek, çoluk çocuk şovu izleyecek, arkasına iki gün daha takıp ıstanbul’da gezip para harcayacaklar.
Burada öyle bir damar var ki... Bu gösteri Disney’nin Türkiye’ye girmesi demek. Ve Disney bu, boru değil.
Demek istediğim şu; Disney sayesinde ıstanbul’a sadece yurtiçinden değil, çevre ülkelerden de turist akışı sağlanabilir.
Sanıyor musunuz ki Londra’da aylarca, yıllarca aralıksız oynayan müzikalleri ıngilizler izliyor... Bunları turistler izliyor. Türkiye’den sadece müzikal, tiyatro izlemeye iki-üç günlüğüne Londra’ya gidenler biliyorum. (Hatta Türk basınının renkli karakterlerinden Elçin Yahşi korsanın olmadığı ve Türkiye’de filmlerin vizyona geç girdiği günlerde sadece film izlemeye bile giderdi bu şehre.)
Demem odur ki, bu gösteri aslında diğer Disney yapımlarının önünü açacak; ardından The Lion King gibi Disney müzikalleri Türkiye’ye gelebilir. Sonra akıllı turizm acentaları çıkar; Ortadoğu’dan ıstanbul’a nasıl alışveriş turları yapılıyorsa bu acentalar da müzikal turlarına başlar.
Ve gelsin paracıklar...
Restorancılıkta Ankara etkisi
Uzakdoğu yemeklerinin meraklılarına duyurulur: QuickChina adlı Uzakdoğu restoranı iki hafta önce Nişantaşı Atiye Sokak’ta kapılarını açtı. Ben gittiğimde iki-üç masada Uzakdoğuluların oturduğunu gördüm ve “Tamamdır” dedim, “Doğru adresteyim”. Malum, Uzakdoğuluların gittiği Uzakdoğu restoranlarına güvenebilirsiniz.
Üç katlı bir yer burası. Giriş katı iş çıkışı uğranacak bir bar tarzında, ikinci katta açık mutfak var.
Size tavsiyem bu mutfağın önündeki masalardan birine oturup izlemeniz. Üçüncü katta ise açık büfe var.
Masaya oturduğunuz anda önden ikramlar geliyor. ıçecek olarak da şarap, nar suyu ve elma suyunun karışımı Yoga Coctail adlı shot’lar...
İçki mönüsü hem zengin hem de kendi icatları içkiler var; Sake Mohito, Zencefilli Limonadka, Sake Sangria mesela...
Ve fiyatlar piyasadaki Uzakdoğu restoranlarının genelinin fiyatlarının yüzde 15 altında.
Ben onların yerinde olsam adı gibi hızlı bir servis geliştirir ve böylece fark yaratırım.
Ben mesela Yemeksepeti’nden Uzakdoğu yemeği söylediğimde her zaman 60 dakikada geliyor.
QuickChina 30-40 dakikada getirse ben müptelası olmaya hazırım.
Burası dört ortaklı, ortaklardan biri Mesut Yılmaz’ın oğlu. Ve Ankara orijinli bir zincir. Yeni yerlerden Galata’daki Big Chefs de Ankara’dan gelme bir restoran.
Bir dönem ıstanbul gece hayatında ağırlığı hissedilen Ankaralılar şimdi de restoranlarıyla atakta.
Roma ilanına Pisa Kulesi!
Facebook’ta bir ilan dolaşıyor. Burak Işık keşfetmiş ve sağ olsun, paylaşıp bizi güldürdü. Altına şöyle not düşmüş: “Sheraton Roma ilanı... Logo, başlık ve metinler iç içe. 2009-2010’da gereksiz yere farklı boyutlarda font kullanmışlar. Patlangaç, fiyat silip yenisini koyma, dikey-yatay kullanım, logonun iki tarafına eğik yazılar yerleştirme... Ne ararsan var. Ama en güzeli ‘Farkı ben yaratırım’ başlığı ve Roma ilanında kullanılan tek görselin PISA KULESı olması. şaka gibi... Bravo Sheraton! Fark yaratmaya devam!”
Anladığım kadarıyla bu Sheraton’dan ziyade Kappatur adlı şirketin ilanı. Ve Roma ilanına Pisa Kulesi’nin resmini koymak, ıstanbul ilanına ızmir’deki saat kulesinin ya da Ankara ilanına Boğaz Köprüsü’nün resmini koymak gibi bir şey.
Vay be Kappatur, bizi güldürdün ya, Tanrı da seni güldürsün.
Paylaş