Paylaş
Çocuklar aslında çizerek iletişim kurar, çizerek konuşurlar. Çocuk resimleri, çocuk ruhunun samimi ve dolaysız hikayeleridir.
Çocukların söylemedikleri, anlatmadıkları veya gizledikleri ne varsa çizimlerinde tüm açıklığıyla ortadadır. Zihinsel gelişimleri de yaptıkları resimlerden takip edilebilir.
Kendiliğinden yaptıkları resimler -çocukların iç dünyasını yansıttığı için- iyi analiz edildiğinde, gelişimlerini ayrıntısıyla yansıtır.
Bir çocuğun gelişim evreleri normal seyrinde ilerliyorsa, yaşı büyüdükçe karalama döneminden çıkıp diğer çizim evrelerine geçer. Ama farklı düzeylerde zihinsel engelleri varsa, misal 15 yaşında bir çocuğun 2 yaş dönemi spiralleri çizdiği görülebilir.
Çizim evrelerinin yaşla doğrudan ilişkisi, çocukların yaptığı resimleri yaşa göre değerlendirme imkanı sağlıyor.
Bu evrelerden yola çıkarak çizilen resmin hangi yaş grubuna ait olabileceği tahmin edilebiliyor ve çizilen resmin çocuğun yaşına uygun olup olmadığı belirlenebiliyor.
Zihinsel gelişiminde aksaklıklar veya ruhsal sorunlar söz konusu olduğunda çizilen resimlerin de yaş dönemlerine uygun olmadıkları gözleniyor.
Resim terapisi dedikleri şey bu.
Resim analizi de epey dikkat isteyen bir uğraş.
Çocuk resimleri terapisi Türkiye’de çok yeni bir alan. Öyle ki, yavaş yavaş psikoloji, psikolojik danışma ve rehberlik, resim gibi fakültelere yarım dönem ders olarak eklendi. Yurtdışında bu alanın lisans eğitimi olduğunu düşünürseniz, bizim daha yola yeni çıktığımız söylenebilir.
Konya’da ortaokul İngilizce öğretmeni Elçin Kuzucu ile özel yetenekli çocuklara ve ailelerine danışmanlık yapan Tuba Kılıçarslan önümüzdeki günlerde Efil Yayınevi’nden çıkacak “Parmak İzi – Bir Resim Terapisi Hikayesi” adlı kitaplarında bizi bu alanla daha yakından tanıştıracak.
Çocuk resimleri analiz teknikleriyle resim terapisi sürecini hikayeleştirerek anlattıkları kitap, yetişkinler, öğretmenler ya da yolu bir şekilde çocuklarla kesişen insanlar için faydalı olacak.
Disleksi veya hiperaktivite gibi özgül öğrenme sorunları için resimlerden faydalanıldığı gibi, çocuk istismarı veya çocuğa şiddet de resmin içindeki bir ayrıntıdan yola çıkarak anlaşılabiliyor.
Kuzucu’nun anlattığına göre, cinsel istismar ve şiddet durumlarında, eğer çocuğa zarar veren aileden biriyse o kişi resimde ya yer almaz ya çirkin çizilir veya resimde tacizci ile çocuk arasında başka kişiler yer alır. Çocuk o kişiyi kendi yanında çizmez; aileden kimin akrabasıysa ona yakın çizer. Bu önemli bir ipucu.
“Çocuğun kendisini bir savaşçı olarak çizmesi istendiğinde nelerle ve hangi duygularla mücadele ettiği ortaya çıkacaktır” diyen Kuzucu, çocukların doğrudan bilinçaltını yansıtan bu teknik sayesinde şiddetten istismara pek çok meselede ipuçlarının toplanabildiğini, çocukların psikolojisinin tahlil edilebildiğini söylüyor.
Kuzucu ve Kılıçarslan’ın amacı çok kitap satmak falan değil.
Amaçları, haberleri çocuk istismarı, taciz, tecavüzden geçilmeyen ülkemizde öğretmenleri ve ebeveynleri resim terapisinin faydalarından haberdar etmek, bu tekniği öğrenmelerini sağlamak.
Paylaş