Paylaş
Geçtiğimiz hafta Venezüela’daki El Sistema projesi sayesinde çocukların nasıl rehabilite edildiğini yazmıştım.
Aslına bakarsanız, aynı olmasa da dünyada çocukları müzikle suçtan uzak tutmanın ve eğitmenin farklı örneklerine şahit oluyoruz.
Örneğin, 90’larda Almanya’da rapçiler, grafiti sanatçıları, break dansçılar ve DJ’ler “Bu işi çocuklarla da yapabiliriz” dediler.
Belediyelere projeler sunuldu. Rapçiler ve dansçılar çocuk psikolojisi konusunda uzman olmadığı için belediyelere pedagoglarla birlikte gittiler. Belediyelerden büyük bütçeler alınıp dükkanlar veya binalar kiraladılar. Bu dükkanlar ve binalarda stüdyolar kurdular, stüdyonun başında prodüksiyon bilen adamları oturttular.
Çocuklar buralara gelip ritim yapmayı öğreniyordu mesela. DJ, break dans, grafiti atölyesi gibi farklı çalışmalar yapıldı. Çocuklar okuldan çıkıp buralara geliyor, önce pedagoglar gözetiminde okul ödevleri yapıyor, ardından atölye çalışmalarına katılabiliyorlardı.
1994’e Berlin’de kurulup hâlâ çalışmalarını sürdüren Hiphop Mobil’in kuruluşunda rapçi Fuat Ergin de yer aldı. Şimdi Fuat’ın rapçi arkadaşlarının yüzde 70’i hâlâ bu tip yerlerde çocuklarla çalışıyor, bir kısmı gidip pedagoji bile okudu.
Bu atölyelere katılan çocuklar prodüksiyonun nasıl yapıldığından tutun da mikrofonun başında nasıl durulacağına kadar A’dan Z’ye işi öğreniyorlar. Ama en önemlisi çocuk sokaklarda avare dolaşıp suça karışmak yerine müzikle uğraşmış oluyor.
Fuat bu workshop çalışmalarını Türkiye’ye de taşımak için elinden geleni yapıyor. İlk örneğini 2007’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 23 Nisan etkinliklerinde gerçek-leştirdi.
Bunu IKSV’nin düzenlediği Mini Fest’lerde, Sabancı Üniversitesi’nde, Abdi İbrahim ilaç firmasıyla ortak düzenlediği atölye çalışmaları izledi. En son da ÇEKÜL Vakfı’yla Doğu’dan gelen çocuklarla bir atölye çalışması yapıldı. Fuat çocukları karşısına oturtup bir konu belirliyor:
“Oturup rap yazıyoruz. Ama yazarken, çocuğun yaşadığı problemleri konu ediyoruz. ‘Karşıdan karşıya geçerken dikkatli ol’dan ‘Sabah kalkınca dişlerini fırçala’ya, doğaya ve sokak hayvanlarına saygılı olmaktan biyoloji, kimya ve fiziğe kadar girmediğimiz konu yok bizim.”
Ardından, onlara nasıl rap yazılacağını, ritmi oturtmak için hece ölçüsüne nasıl dikkat edileceği gibi işin püf noktalarını öğretiyor.
Fuat, “Çocuğun içindeki fazla buharda bir vana buluyorsun ve bu şekilde çocuk kendini ifade edebildiği zaman arkadaşlarından saygı görüyor, kabul görüyor. Kabul gördüğünde şiddete başvurması gerekmiyor” diyor.
Bu atölye çalışmalarına katılan içine kapanık çocukların birçoğunun kabuklarını kırıp derse katılmaya başladıkları gözlemlenmiş.
Önümüzde böyle tutmuş formüller varken neden uygulamaya gönüllü olmayız bilmiyorum.
Çocuklara ulaşmak isteyen firmalar veya belediyeler böyle bir merkez kursa kim bilir kaç çocuk kurtulacak.
Paylaş