Paylaş
Kızılay’da evine giderken marketten su alıyor. Ardından marketin sahibinin oğlu peşine takılıyor. Apartmanın önüne geldiklerinde, M. çat pat Türkçesiyle “Git git” diye bağırıyor. M. zile basıp ev arkadaşlarının yukarıdan apartmanın kapısını açmalarıyla adam genç kadını apartmanın içine itiyor ve kadının üzerine çullanıyor; onu yere yatırıyor, eteğini sıyırıyor, iç çamaşırını çıkarmaya çalışıyor. Yani tecavüz etmeye kalkıyor. Kadın bağırıyor, arkadaşları gelene kadar ise adam kaçıyor.
Dava açıldı, sanık 8 yıl hapis cezası aldı. Karar temyiz edildi. Dosya Yargıtay’da 4 yıl bekledi.
Ve en sonunda Yargıtay dosyayı ele alarak cinsel suçlarla ilgili sanık lehine değişen kanun maddesinin uygulanması isteğiyle yerel mahkemeye geri gönderdi. Yerel mahkemeden çıkan kararla sanığın cezası 5 yıla düşmüş oldu.
KAŞIKLA VERİP KEPÇEYLE ALDILAR
Yani anlayacağınız, geçtiğimiz dönemde “Cinsel suçlara cezaları artırıyoruz” diyenler değil, cezaların düşeceğini söyleyenler haklı çıktı. Vücuda organ sokma fiili dışındaki suçlarda cezalar netice ceza bakımından indirilmiş oldu. Hukukçuların tabiriyle, yasa yapıcılar ‘kaşıkla verip kepçeyle aldı’.
Yargıtay’ın bu davada söz konusu ettiği değişiklik TCK’nın 102’nci maddesinde yapılmıştı. Hatırlayın, cinsel saldırıya uğrayan kişinin ruh ve beden sağlığının bozulduğunu ortaya koyan raporlar cezayı ağırlaştırıcı bir nedendi. Bu, yasadan kaldırıldı. Çocuklar için de 103’üncü maddenin 6. fıkrası kaldırıldı.
TCK’daki ‘15 yaşını doldurmamış çocuklara karşı işlenen her türlü cinsel davranış cinsel istismardır’ tanımının altına ‘sarkıntılık’ kavramı eklendi. Dendi ki “Çocuğa karşı işlenmesi halinde 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir.” Eski yasada ceza 3 yıldan 8 yıla kadardı. Baktığınızda ceza artmış görünüyor. Ve fakat hemen peşine şu eklendi: “Bu fiilin sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilir.”
Yani, cinsel istismar yumuşatılıp tekrar eski haline dönüştürülmüş oldu.
Ardından, 6. fıkrayı kaldırdılar. 6. fıkra, ‘Beden veya ruh sağlığının bozulması halinde 15 yıldan aşağı olmamak üzere ceza verilir’ diyordu. Bu fıkra varken neredeyse otomatikman her cinsel suç karşısında 15 yıl ceza veriliyordu. Bu kaldırılınca ceza limitleri düştü.
ONUN ADI TACİZ DEĞİL, İSTİSMAR!
Cinsel taciz başlıklı 105’inci maddeye ise ‘bu fiilin çocuklara karşı işlenmesi’ diye bir kavram eklendi. Yani, tacizin çocuğa karşı da işlenebileceği kabul edilmiş oldu. Cinsel tacizin cezası tabii ki daha az.
Özetle, çocuğa karşı işlenen cinsel suçlar bakımından cezalar bölük pörçük edildi.
Bir örnek vereyim...
2008’de otobüste bir kız çocuğunu taciz eden bir adam, çocuğun ruh sağlığının olumsuz etkilendiğine dair Adli Tıp raporu nedeniyle 15 yıl hapis cezasıyla yargılandı. Çünkü çocuk Adli Tıp’tan ruh sağlığının olumsuz etkilendiğine dair rapor aldı. Şimdiki yasayla yargıladığınızda aynı suç ‘cinsel tacize’ girer, sanık 3-5 ay cezayla kurtulur, zaten hapse de girmezdi. Ya da suç ‘sarkıntılık’ maddesi gereğince değerlendirilir, 3 yıl ceza alır, o ceza 1/6 oranında indirilirdi.
M.’nin davasında da, ‘ruh veya beden sağlığının bozulması’ ağırlaştırıcı neden olmaktan çıkınca, sanığın cezası azaldı.
Gördüğünüz gibi, gerçekte cinsel suçlara cezalar artmadı, aksine yumuşatıldı.
Paylaş