Paylaş
Sahillerde uzun hava
Yaz çaktırmadan geldi, değil mi?
Hani şu fazlalıklardan kurtulamadan.
“Dur ya, daha dün kıştı” derken...
“Her şey birdenbire oldu / Birdenbire vurdu gün ışığı yere.”
E daha detoks, diyet diyemeden karpuz kabuğu denize düştü.
Sahillerdeki hanımlar da ne yapsınlar?
2011 yazında en kapalı plaj kıyafetlerini kapıp deniz kenarına koştular.
Dikkat ederseniz bu yaz sahiller uzun plaj kostümlü kadınlardan geçilmiyor.
Tek etken kilolar da olmasa gerek.
Belli ki kışın davetlere seyrek gidilmiş, bünyeler uzun elbiseye hasret kalmış.
Bu elbiseler temmuz boyunca türlü kombinasyonlarda karşımıza çıktı.
Seren Serengil mesela, İstinye Park’ta alışverişe çıkarken koluna taktığı çantasını plaj kostümüyle de kullanma yoluna gitti. Hem de dirseğini kırarak!
Demet Akalın sabahlık modelini tercih etti.
Merve Oflaz, Zara’da kır elbisesi diye satılanlardan birini mayosunun üzerine geçirdi.
Nergis Kumbasar rengarenk elbisesinin rehavetini yaşarken dondurmayla beslenmeyi sürdürdü.
Safiye Soyman kumsalda da sahne “şıklığını” yakalamak istercesine süse abandı.
Süreyya Yalçın ise “İspanya’da flamenko yapacaktım da, kısmet Bodrum’aymış” diye düşünerek giyindi.
Mayosundaki gülü de yesinler. Ha bir de saçındakini...
Cihangir’de üniforma
Cihangir pek esmiyor malumunuz. Asfaltta sucuklu yumurta yapılır, o derece.
Hâl böyle olunca...
Erkekler güneşi tepede gördükleri an, kısa pantolonlarına geçiş yaptılar.
Kısa pantolon diyorum çünkü diz altı şortlar giderek baldırlara doğru iniyor.
Kapri deseniz değil, şort deseniz değil, bermudadan hallice, ne idüğü belli değil.
Hepsinde aynı yandan cepli uzun şort.
La Haine’de adamın dediği gibi: Jusqu’ici tout va bien.
Yani, buraya kadar her şey yolunda.
Paçalardan aşağı indikçe yolunda gitmeyen bir şeyler göze çarpıyor.
Birkenstock’lar ya da flip floplar...
Fark etmez.
Bahçesini sularken veya deniz kıyısında değilse...
Erkekte terliğe karşıyım.
Görüntü harcıalem diyeceğim...
Yok, yok, daha beter.
Paylaş