Bu yaz moda amfibi

Güney güney olalı son yıllardaki kadar tekneyi bir arada görmemişti.
Türkbükü’nde suya atlamayı deneyin, bakalım bir yata, takaya çarpmadan ne kadar yol alabileceksiniz.
Koylardaki deniz trafiği İstanbul’un trafiğini aratmıyor. Şahan teknesinden atlayıp alışverişe jet ski’siyle gidiyor, Çeşme’de iki bebe babalarının parasıyla kiraladıkları jet ski’leri tokuşturuyor. Eskiden araba kaçırıp çarpışan gençlik vardı, şimdi jet ski kazalarına imza atıyorlar.
Deniz trafiğinde son durum bu. Ve metrekareye düşen tekne sayısının en yoğunlukta olduğu yer Türkbükü.
Ağırlıklı olarak gulet kiralayan Ege Yat’ın ortağı Ayşe Özer görüntülenmek istemeyenlerin kiraladıkları tekneyle Gökova’ya gittiğini, diğerlerinin ise Türkbükü’ne yol aldığını söylüyor. Malum son moda Türkbükü’nde teknede kalmak.
“Varılan yer değil, yolculuğun kendisi önemli” kafasında olanlar genelde guletlere rağbet ediyor. Zira guletle Bodrum’dan Türkbükü’ne üç saat gibi bir sürede varılıyor. Aynı mesafeyi motoryat bir saatte alıyor. Yolda vakit kaybetmek istemeyip hızla Türkbükü’ne teşrif etme peşinde olanları motoryat kesiyor.
Ünlüler guletleri genelde bir haftalık kiralıyorlar. Tercihleri boyu 25-35 metre arasında değişenler; aşağısı kurtarmıyor.  Bunların günlük fiyatı 2500-3000 euro. Fiyatlara yakıt ve mürettebat dahil.
Yat Acentaları yetkilileri Bodrum sahillerinde gördüğümüz teknelerin yüzde 80’inin kiralandığını söylüyor. Fakat Türkbükü’ndeki motoryatların birçoğu da şahısların kendisinin. Serdar Bilgili, Erdinç Acar, Şahan Gökbakar bunlardan...
Sky Marine’in yat kiralama ve satış yetkilisi Deniz Sezgün bu sezon tekne yatiştiremediklerini söylüyor. Dediğine göre motoryatlar genelde beş günlüğüne kiralanıyor, 16-25 metre boyundakilerin günlük fiyatı 1800-2500 euro arasında değişiyor. Yakıt ve kumanya fiyata dahil değil. Fiyat dahilindekiler kaptan, bir gemici ve bir hostes...
Bu motoryatlara en çok Türkbükü ve Cennet Koyu’nda rastlanıyor. Bakmayın, birçok müşteri “zararın neresinden dönsem kârdır” düşüncesiyle yakıt harcamamak adına buralardan fazla uzaklaşmıyor.
Ve sonuçta görmek ve görülmek güdüsüyle Türkbükü’nde denize iğne atsanız, ancak bir teknenin güvertesine düşüyor.

Ünlülerimiz bu yıl hem karada hem denizde amfibi yaşamı seçti. Bakıyorsunuz en meşhuru bakkal alışverişine jet ski ile çıkıyor, diğeri motor yatını podyum niyetine paparazzi-lerin beğenisine açıyor. Akşam olunca da karaya vurup Maça Kızı’nda eğleniliyor. Anlayaca-ğınız üzere yaşam tıpkı Big Bang günlerinde olduğu gibi denizden karaya çıkıyor.�

Tonozun var mı şöhretsin

? Tekneleri bağlamak için, ucu beton bloklarla deniz dibine sabitlenmiş zincirler döşemesi ile kurulan sisteme tonoz  deniyor. İşte bu tonozlar Türkbükü’ndeki en baba statü simgesi. Çünkü herkesin bir tonozu olamıyor. Fatih Terim ve Şehmuz Tatlıcı’nın tonozu var mesela. Tonozunuz olması demek denizin ortasında bir park yeriniz, “Burada yerim var” demek. Bir tonoz attırmanın bedeli 3 bin -4 bin TL. Tonozun değeri fiyatından değil, artık Türkbükü’nden tonoz atacak yer kalmamasından kaynaklanıyor. Tonozu olmayan n’apsın? Demir atıyor.
? Teknede hijyen deyince ilk akla gelen Seda Sayan, Sezen Aksu teknede sürekli şarkı söylüyor, Nihat Doğan çok efendi, Tansu Çiller teknede mutlaka Türk kahvesi ve kepek ekmeği bulunsun istiyor.
? Tekne kiralamaya gelen sıradan ama paralı vatandaşın ağzından genelde “Bilmemkimin teknesinden kiralamak istiyorum”  çıkıyor. Ve en çok Hülya Avşar’ın teknesinin piyasası var.
? Yerli turist pek karşı kıyıdan, Yunanistan’dan tekne kiralamıyor çünkü onların ne servis ne de hizmet kalitesi bizdeki kadar yüksek ve çok daha pahalılar.
Örneğin bizde gece 03.00’e kadar oturdunuz diyelim, mürettebattan bir kişi kalıp servisinizi yapıyor. AB teknelerinde ise mesaileri bitince su isteseniz vermiyorlar. �