Paylaş
Bu bir kırılmaydı ve devamı 2011’deki ‘Hayal ve Hakikat’ sergisiyle geldi.
Bu sergide, Türkiye’de modernleşme sürecinin başından günümüze 70’e yakın kadın sanatçının üretimleri buluştu.
O gün bugündür müze, kadın sanatçıların öncü ve eleştirel pozisyonlarını merkez alan sergiler düzenliyor.
Yeni sergi asla kaçırılmamalı.
Günümüz Türkiye sanatının en önemli isimlerinden İnci Eviner’in Ferko sponsorluğundaki ‘İçinde Kim Var?’ sergisi ‘yaşayan bir kadın sanatçının retrospektifi olması’ nedeniyle İstanbul Modern için de bir ilk.
Serginin küratörü ve müzenin direktörü Levent Çalıkoğlu’nun dediği gibi, “Hayatı bu kadar kuşatan bir sergi az çıkıyor. İnsanın kolaylıkla unutamayacağı bir sergi bu.”
Kendine ait güçlü referans ve içerikleri olan ama asla parmakla göstermeyen Eviner’in 40 yıllık üretiminden Türkiye’deki sosyo-kültürel ve politik dönüşüm izlenebiliyor. Serginin kitabındaki Dr. Rana Öztürk imzalı söyleşide Eviner, yıllar önce paketlenip kaldırılmış sayısız desen ortaya döküldüğünde bugünkü çalışmalarının temelini oluşturan en önemli aşama olarak 1990’lı yılların öne çıktığını söylüyor: “Bütün bunları tekrar sahnelemek ve birbirleriyle ilişki içine geçirmek istedim. Bu da işlerin birbirlerine açılabilecekleri, biraz karmaşık bir sergi düzenini gerektirdi.”
Tam da bu yüzden, ‘İçinde Kim Var?’ sürprizleri olan bir sergi.
Salona girdiğinizde ne tarafa yöneleceğiniz size kalmış, bir kronoloji yok...
Her köşenin ardında beklenmedik bir şey var...
Bir yandan her ‘odacık’ ayrı bir dünyayken, bir yandan da tüm ‘odacıklar’ aynı dünyanın farklı yüzleri.
Eviner’in disiplinlerarası niteliği sergiyi iyice dinamik kılıyor.
Resim, video, heykel, fotoğraf iç içe. Ve mekanın bütünü başlı başına bir enstalasyon.
Kadın meselesine politik bir bakışa sahip sanatçının eserleri sadece düşünmeye değil, diyaloğa da sevk ediyor.
Bakır, deri, akrilik malzemelerden üretilmiş ‘Derisiz’ eserinin önünde dururken Eviner, 1996 tarihli eserin döneminde ‘sert’ bulunduğu için ‘farklı’ tepkiler aldığından söz ederken ‘ev’den konu açılıyor.
Herkes büyürken evde ve sofrada kendisine empoze edilen kalıplardan konuşuyor.
Tüm kişiselliğine rağmen, öyle insana dair ve toplumun aynası bir sergi ki bu, sıklıkla kaçındığımız yüzleşmeleri yaşamaktan burada kaçmak mümkün değil.
Çalıkoğlu, Eviner’in sanatını “Hem tarihsel olarak hem güncel olarak güncel” diye tanımlıyor. Hakikaten de öyle.
Canlı bomba referanslı ‘Patlamaya Hazır Yürek’ ya da Elizabeth yakalığı takılmış ‘Avrupa Birliği’ ne kadar eski tarihli olsa da, en az dün kadar bugüne de ait.
Tam da Atatürk Havalimanı saldırısının ertesi gününde bize sergiyi gezdirirken Eviner bir yandan sanatın iyileştirici gücüne inanmak gerektiğinden bahsediyor; diğer yandan “‘Patlamaya Hazır Yürek’in hâlâ güncel olmasından rahatsızlık duyuyorum” diyor.
Paylaş