Bu adamları burnumuzu tıkayarak izliyoruz

SİYASETTE seviyenin düzeyi denizler altında 20 bin fersah...
Kraldan çok kralcılar önüne gelene bin tekme atma derdinde.
Bu epeydir böyle de...
Latif Erdoğan pastanın süsünü koydu, seviyesizlikte dip yaparak Meral Akşener’e çamuru kovayla attı.
Sözde Akşener’in kasedi varmış...
Hem de ‘bir kadına yakışmayacak türde’ bir kasetmiş...
Cemaat bu kasedi Akşener’e şantaj aracı olarak kullanıyormuş, o da sözlerinden çıkmıyormuş.
Böyle bir yalanlar manzumesi.

*

Bu Latif Erdoğan gibi zatlar, mevzubahis kadın olduğunda daha da çirkinleşiyor; kadını kolay lokma sayıyor; ‘ahlak, namus, ayıp’ sözcükleriyle bezeli bir-iki cümleyle iftira atmakta beis görmüyorlar.
Bunu kadın siyasetçiye de yapıyorlar, kadın gazeteciye de, kadın akademisyene de, kadın olan herkese...
Fakat işte her daim dört ayak üstüne düşmüyorlar. Bazen de şimdiki gibi ters köşe oluyorlar. Attıkları çamur dönüp kendi yüzlerine yapışıyor. Sonuçta acınası bir görüntü çiziyorlar.

*

Latif Erdoğan, hiç inandırıcı olamadığı gibi büyük de tepki aldı.
Fakat bu tepkiler farkındaysanız, yine genel olarak erkek bakışını yansıttı.
Meral Akşener özellikle erkekler tarafından, iffetli ve namuslu bir kadın olduğuna vurgu yapılarak savunuldu.
Akşener tertemizdi...
Akşener namazında niyazında, hacı olmuş bir kadındı...
Akşener Müslüman Türk milletinin namusuydu...
Akşener’deki ‘adamlık’ ona iftira atanlarda yoktu...

*

Kaş yaparken göz çıkarmak buna deniyor.
Erkekler kadınlara, erkek bir yerden vuruyor. Bu saldırıya tepki, yine erkek bir yerden geliyor.
Namus dedikleri zaten böyle bir şey.
Kökeni ‘namos’ sözcüğü ‘iktidar, kanun’ demek. Onun da kökeni ‘nema’nın anlamı ise ‘bir erkeğin sahip olduğu otlak alan ve onun üzerinde otlayan hayvanlar’.
Yani, namusun özü ‘sahiplenmek’. Sahip de pek tabii erkek.

*

Bizim memlekette namus dendiğinde akla ‘kadın’ gelir. Namus eşittir kadın.
Namus, kadını kontrol ederek muhafaza edilir. Kadının bedeni, saçı başı, davranışı, oturuşu kalkışı, konuşması erkeğin namusudur.
Kadını kendi haline bıraksanız zaten namussuzluğun adıdır.
Kadın tecavüzü hak eder. Çünkü kesin baştan çıkarmıştır. Kadın tecavüzcüsüyle evlenirse ya da ölürse ancak namus temizlenir. Bakire olmayan bir kadını kim niye ister ki...
Bakış bu.
Bizde çokça kadın birey değildir. Bir babanın kızı, bir erkeğin kız kardeşi, bir amcanın yeğeni, bir adamın karısıdır. Onun malıdır, onun güdümündedir.
Kadın zaten olağan şüpheli olduğu için ona çamur atmak en kolayıdır.
Bir erkeği, bir çevreyi, bir topluluğu, bir aileyi, bir şehri, bir siyasi partiyi vurmanın en kestirme yolu kadındır.
Kadınların şortla gezdiği bir şehir namussuzdur.
Kızlarını özgür yetiştiren bir aile namussuzdur.
Kadınların içki sofrasında oturduğu bir mahalle namussuzdur.
Ve elbette bir siyasi partiyi karalamanın en yavan ama basit yolu, kadın vekillerinin seks kasetleri olduğunu söylemektir.

*

İftira, yalan, ahlakçılık yoluyla birilerine oy toplamaya, bu şekilde yaranmaya çalışmak ahlaksızlığın önde gideni.
Ki düşünün, öyle boyutta bir ahlaksızlık ki bu, adamın oy toplamaya çalıştığı partinin mensuplarının bile büyük tepkisine yol açıyor.

*

Kimse siyasetin ve etrafının temiz bir yer olduğunu söylemiyor...
Ama bir yerde durmayı da bilmek lazım.
Burnumuzu tıkamadan dolaşamaz olduk...
Ortalığı leş gibi kokuttular.