Paylaş
Dedim ki arada bir tepkileri sizinle paylaşayım. Ve bugün bu köşeyi buna ayırayım. Seçmeceye buyrun...
? “Acaba her sabah benim gibi merakla sizin bölümünüzü açıp okuyan kaç kişi vardır... Çok cesur yazıyorsunuz ve inanın beni çok eğlendiriyorsunuz, çok ÇOK haklısınız. ışte star olmak bazen insanı eğitemiyor. Rüküşlük, görmemişlik ve zevksizliklerinden vazgeçemiyorlar. Siz beni güldürmeye devam edin ne olur.” (Dila Karipoğlu)
? “Borsacıyım ve sinir stres şeklinde seans takip ederken sizin yazılarınızla çok defa anlık rahatlamalar yaşamışlığım ve haz almışlığım var; özellikle soru işaretiyle biten hicivlerinizden... Sürekli takip etme iştahı yaratan yazarlardan biri olduğunuz ve sabahlarımı güzel geçirttiğiniz için teşekkür ederim.” (Gürol Günay)
Eğleniyorsanız ne mutlu bana. Belki bir Serdar Turgut olamam ama burada amacım sizi mümkün olduğunca güldürebilmek. Ya da hadi, gülümsetmek diyelim.
? “Yazılarınızı keyifle okuyorum, hatta okumadan evden çıkmıyorum. Bir konu hakkında yazabilir misiniz diye merak içindeyim. Kız arkadaşlarının çantasını taşıyan erkek güruhu... Bükük dirsekte çanta taşıyan kadınlardan bir farkı yok bence.” (Ufuk Ergun)
Unutamadığım bir ajans fotoğrafı var: Bir köylü kadın sırtında koca bir çuval taşıyor, kocası ise elini kolunu sallayarak arkadan geliyor. Yani Ufuk Bey, bırakın da taşısınlar. Biraz da onlar taşısınlar.
? “Vaktinizi fazla almadan ricamı dile getirmek istiyorum. şu herkesin ayağına dolanmış, benim tabirimle ‘ayı ayağı’ gibi duran UGG marka botlara yorum yapmanız... Moda diye olur olmaz herkes giymek zorunda mı?” (Esen ılhan)
Oldu mu şimdi Esen Hanım? Belli ki düzenli takip etmiyorsunuz. Zira o “ayı ayakları”nı yazmaktan kusmak üzereyim. Yine de sorunuza gelirsek, UGG’ların dünya üzerinden yok olması diliyorum.
? “Geçenlerde televizyonda rastladım, Mine Narin adlı hanımefendinin boynunda resmen bir hayvan postu asılıydı. Bu sosyetik kadınlar artık öğrensinler, kürk giymek prestij değil, görgüsüzlük. Biraz bilinci olan, çevreye ve hayvanlara duyarlı olan herkes kürk giyenlere kınayan gözlerle bakıyor.” (Fulya O.Gündoğan)
Bravo Fulya Hanım. Sizin gibi okurlar istiyoruz. Kürk giyen suç ortaklarıyla hep beraber savaşacağız.
? “Size çok hak veriyorum ceket konusunda ama ne yazık ki dünyaca ünlü Roberto Cavalli sizin kadar bu konularda bilgi sahibi değil demek, 6 bin dolara satılan bir ceketi tabii ki siz çok daha iyi anlarsınız. Umarım ne iş yaptığınız sorulduğunda gazeteci demiyorsunuzdur, çünkü gazetecilere hakaret olur bu. ‘Gazetenin ekinde 3 cm’lik bir kutuda anlamadan insanlara b. atıyorum’ derseniz işinizin anlamı gayet açık belli olur. En azından o minik kutuya bu konulardan birazcık anlayan birisini koysalardı.” (şebnem Dinçgör)
“Stil satın alınamaz” diye bir söz var, bilmem hiç duydunuz mu... Pahalı olması bir kıyafetin iyi olduğunun göstergesi değildir. Türk kadınlarının marka bağımlılığının altında yatan en büyük yanılgı bu.
? “Size ‘köşe yazılarınızın haricinde de bir yer açalım, önüne geleni ‘kendi zevkine göre eleştir’ mi dendi? Herkes tarafından hoş denilecek bir kombinasyonu bile eleştiri bombardımanına tuttuğunuz için orada bir gün mutlaka sizi de görmek istiyorum. Ya siz modadan anlıyorsunuz ya da biz bir şey bilmiyoruz ama yok resmen kendi zevkinize göre hareket ediyorsunuz.” (Derin)
? “Her gün okuyorum, sürekli olumsuz eleştiride bulunuyorsunuz. Tarzını beğendiğiniz kimse mi yok? Bir gün kendi fotoğrafınızı da yayınlayıp kıyafetlerinizi biz okuyuculara da gösterebilir misiniz? Bakalım biz sizin tarzınızı beğenecek miyiz?” (Buket)
Söz, bir gün kendimi de koyacağım. Siz doyasıya eleştireceksiniz, sonra hepsini yayımlayacağım.
? “Ebru Akel için yaptığınız yoruma katılmıyorum. O çanta hiç uymamış. Bunu gördüğünüz halde niye ona övgüler yağdırdınız? Zaten Ebru Akel çok zevkli değildir ve moda konusunda da eğitim sahibi olmadığı halde insanlara moda konusunda parayla hizmet vermesi de yalnız Türkiye gibi bir yerde olabilir. Zevkler ve renkler değişebilir ama bazı standartlara dikkat etmelisiniz.” (Hakan Tarakçıoğlu)
Hoppala, 40 yılda bir beğenip yazıyoruz, ona bile tepki geliyor.
? “Bohem giyinmeye çalışmak gibi bir merakım olmamakla birlikte, annem makarnanın yanında ekmek yer. Bu bilgisizlik kalıtımsal olsa gerek.” (Serra Tokar)
Serra Hanım böyle yazmış çünkü kendisinin kıyafet uyumsuzluğunu anlatmak için “makarnanın yanında ekmek yemek gibi” cümlesini kullanmıştım. Ne diyeyim, benim annem de makarnayı ekmekle yer.
? “Lütfen negatif enerji alanı oluşturmayın kimse üzerinde... O kişilerin giyim haricinde pek çok güzel özellikleri var, bunları unutmayın sakın... Gelir seviyesi yüksek grupları milyonlar önünde yermeyin lütfen.” (ısimsiz)
Amacım negatif enerji yaymak değil ama hep iyi şeyleri söylememeliyiz, değil mi? Gelir seviyesine göre ayrım yaptığım yok ama parayla rezil olmak da buna deniyor galiba.
Paylaş