Artık beton kusacağız

Uluslararası kamuoyu Patara’daki gelişmelerden rahatsız ve harekete geçmeye hazırlanıyor. Eminim birçoğunuzun haberi bile yok. Bizim alışık olduğumuz bir mesele. Olmayacak yere villa dikiyorlar.

Doğan Haber Ajansı ile gazeteci ve çevre aktivisti Yusuf Yavuz’dan aldığım bilgilerle, Kaş’taki antik kent Patara’da olup bitenle ilgili size bir özet geçeceğim.
Patara, Akdeniz’in en iyi korunmuş 18 kilometrelik kumsalına sahip. Caretta Caretta’ların yumurtlama alanı burası. Geçtiğimiz yıl, biyolojik çeşitliliğinden dolayı 34 Akdeniz ülkesini kapsayan uluslararası bir çalışmayla Önemli Doğa Alanı (ÖDA) seçildi. Aynı zamanda Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK). Yani, özellikleriyle korunması gereken alan.
Bunun içinde kumsal var, antik kent var, dokuza yakın köy ve bir-iki belde var.
Geçmişte, Dünya Bankası’nın da desteğiyle Patara Yönetim Planı geliştirilmişti. Önceden başlayan, 1000’e yakın villa içeren kooperatif inşaatları durdurulmuştu. Yönetim Planı, Patara’nın korunmasını öngörüyor ve yalnızca eko turizme izin veriyordu. Bu eko turizmin de sınırları vardı. Atla gezilebilecek alanlar oluşacak, küçük bungalovlar, prefabrik ahşap yapılar inşa edilebilecekti. Bu, betona izin vermeyen bir yönetim planıydı. Çalışma kurumlar tarafından onaylansa da bir türlü hayata geçirilemedi.
Bu arada Patara’da betonlaşmalar başladı. Kaçaktı ama malumunuz kaçak da ancak göz yumulduğunda yapılabiliyor.
2008’de Patara Yönetim Planı bir kenara bırakıldı, İl Özel İdaresi öncülüğünde Patara Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlandı.
Yeni plana göre, Patara’ya 2000 kişilik yeni nüfus yerleştirilecek. Bunun için de antik kent manzaralı alana 450 ila 700 villa yapılacak. şu an 27 tanesi bitmek üzere. Sonuçta, önceden yapımı durdurulan kooperatifler yeniden hayata geçirildi.
Geçtiğimiz hafta yazılı basında sadece Hürriyet Daily News’da ıpek Yezdani imzalı bir haber çıktı. Buna göre, dünyanın en önemli çevre örgütlerinden MEDASSET, birçok uluslararası dernek ile Veysel Eroğlu, Ertuğrul Günay ve Mehmet Ali Şahin’e mektup yazarak bu villaları buraya dikmemelerini, Patara’yı turizme ve gelişmeye kurban etmemelerini istedi. MEDASSET’in başındaki Lily Venizelos, Noel Baba’nın da doğum yeri olması nedeniyle Patara’nın sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya ait olduğunu belirtti.
Bu villalara karşı uluslararası çapta kampanya başlatacaklarını da sözlerine ekledi.
2000 kişinin keyfi için, bırakın Türkiye’yi, dünya mirası olan bir bölgeyi kurban ederseniz bunun adı turizm, gelişme falan olmaz.
Bu ancak birilerine çok büyük rant sağlayacak bir girişim olur.
Not: (Patara burada bitmez, yarın devam edeceğiz.)

Bir yerlerde bir vicdanımız olacaktı

Bizim dilimizde varsa yoksa... Başbakan onu demiş, Kılıçdaroğlu şu cevabı vermiş, Bahçeli veryansın etmiş.
Kadının teki erkeklerin dört kadın birden almasını önermiş.
Fatih Terim niye gelmiş?
Oysa ilgimizi bekleyen daha ne konular var.
Dünya endişeli gözlerini bakir Patara’ya dikmiş mesela. Kaçımızın haberi var?
Çevre haberlerinin genelde okunmadığı düşünülür, o nedenle gazetelerde pek yer verilmez. Ama çevre düşmanı birçok sanayi haberi çarşaf çarşaf yer bulur. Kalıbımı basarım, onlar çevre haberlerinin 10’da biri kadar okunmaz. Sektör için yapılır.
Mesela ben, annemin bir gün oturup bir termik santral açılış haberini okuduğunu görmedim.
Ama o termik santral nedenli asit yağmurları bir ormanı katlettiyse onu annem de, ben de oturur okuruz.
Şuuru ekseninden kaymış bir kadının evlilikle ilgili abuk sabuk laflarını ciddiye alıp üç gün bıkmadan tartışıyoruz. Ama Patara Antik Kenti yakınında başlayan kooperatif inşaatı hiç ilgimizi çekmiyor.
Halkın da ilgisini çekmediğini düşünüyor olmalıyız ki sayfalarımızda yer vermeye değer bulmuyoruz.
10 sene sonra Patara da Side’ye dönüp konuttan adım atacak yer kalmayınca, “Burası da beton mezarlığına döndü” diye manşeti atarız ama.
Bodrum için yaptığımız gibi “O arada neredeydiniz?” dediklerinde ise dönüp bir yerlerde düşürdüğümüz vicdanımızı ararız.
Yazarın Tüm Yazıları