Paylaş
Hiçbir şey değişmiyor... Misal, uzaylılar dünyamızı istila etmiyor, Gülben Ergen ile Sibel Can barışmıyor, bağlaç olan de bir türlü ayrı yazılmıyor...
Her şey ama her şey 1 Ocak’ta da aynen devam ediyor, niyedir bu heyecan.
Herhalde artık rutinlerden hoşlanıyoruz. Yoksa niye her sene düzenli olarak çam ağacı kurup, yılbaşı gecesi kırmızı don giyip, piyango bileti alıp, gece dışarı çıkıp (ve sonra pişman olup) çirkin bir pazar gününe benzeyen 1 Ocak’tan değişik bir şeyler bekleyelim, değil mi efendim.
Valla ben dünya olsam, sırf bu kadar çok insan “seneye görüşürüz” esprisi yaptı diye ademoğluna isyan eder, 1 Ocak’ta bir, kendi etrafımda dönüşümü 12-13 saatte filan tamamlardım.
Bakınız bugün ayın 10’u.
Eğer yeterince “Eee, yılbaşında ne yapacaksın” sorusu soruldu ve “Seneye görüşürüz” esprisi yapıldıysa, müsaadenizle bugün sizlere alternatif bir yılbaşı planından bahsetmek istiyorum.
Malum, her sene “ne yapsak, evde mi kalsak, sokağa mı çıksak, bir mekana mı gitsek” der, dururuz.
Genellikle yapılanlar şunlar olur: Şehirden kaçmak, sokaklara dökülmek, bir partide sabahlara kadar eğlenmek, bir mekanda kafada koni ve ağızda düdük ile saat 12’de geri saymak...
Var mısınız bu defa temelden bir değişikliğe?
En güzel hediye uyku
Uyarıyorum. Az sonra okuyacağınız önerim, biraz sıkıcı bir değişiklik gibi gelecek kimilerine... Ama uygularsanız, hayatınız bile değişir bu sene.
Söyleyin, biz şehirli insanların en büyük eksiği nedir? Hiç uzatmadan açıklıyorum:
Uykudur! Güzel, deliksiz bir gece uykusudur.
Bir düşünün şimdi: Yılbaşı gecesi kapıda... Ertesi gün herkes tatil, kimsenin sizden bir beklentisi yok... Şöyle erken yatıp huzurla, saatlerce, hiç uyanmayacakmış gibi uyuyup kendinize güzel bir armağan vermeye ne dersiniz?
“Aman sen de amma teyzeleştin be Habitus” demeyiniz. Bilakis, pek genç, pek dincim, üstelik bir de zayıfladım ve hepsinin bir sebebi var: Kendime yeterince uyku uyuyacak bir düzen yarattım.
Düzenlediğim uyku saatlerim sayesinde bir vakitler beni yaşlandıran, enerjimi bitiren, hayatımı sevimsizleştiren uykusuzluk meselesini ortadan kaldırmış bulunuyorum.
Yanaklarım pembeleşti, cildim düzeldi, her yere yetişiyorum, durduk yere surat asmıyorum, her şeyi hatırlıyorum, pilim hep “dolu” görünüyor. Artık “Ay şu beş kiloyu bir versem” muhabbeti yapmıyorum, çünkü verdim.
Bakınız az uyuyan insanlarda, açlığı tetikleyen “grelin” hormonu, yüksek oranlarda bulunuyor. Bana inanmazsan bilime inan sevgili çam ağacı kurmadan yılbaşı havasına giremeyen Habitus okuru.
Benim sistemi uygula, önce bir güzel uyu ve rahatla...
“Sağ olasın bre Habitus” demezseniz ben de Melike değilim.
Sizlere iyi hafta sonları ve bol uykulu günler dilerim.
Paylaş