Yetenekleri köreltmeyin!

Genç yaştaki pek çok yetenek, spordan vazgeçiyor. Neden vazgeçtiğini biliyorsunuz: Sınavlar ve okul yarışı. Çok eski bir “altın bilezik” lafı vardır hani... Her evde anne baba ile bu cümleyi içeren bir diyalog illa geçmiştir. 

Çocuk müzikle uğraşmak ister ama ona “altın bilezik” getirecek olan, sınavları kazanması halinde gideceği üniversitedir.
Becerikli olduğu spor dalını ilerletmek ister ama spor “boş zaman oyalamacası” görülür, esas derslerini çalışmalıdır.
Elinde kaç tane yetenek varsa hepsini örselemek, unutmak zorundadır yurdum gençleri ve çocukları.
Çünkü önce sınavları kazanmalıdırlar.
Tüm hayattaki başarı, sınavlarda yüksek not almayla doğru orantılı olarak ölçülür daha küçücük yaştan.
Kaderimizdir bizim, yetenekli olduğumuz alanları öğrenciyken değil, koca adamlara dönüştüğümüzde keşfedebiliriz ancak. Kendi kararlarımızı kendimiz verebildiğimiz zamanlar yani...
Ders çalışmaktan hoşlanmayan öğrenciler daha küçücük yaştan “beceriksiz” baskısı görür. Oysa öyle değildir.
Yeteneksiz, beceriksiz çocuk yok aslında.
Sadece çocuğun becerikli olduğu alanı keşfetmeyi sağlamayan eğitim sistemi, çocuğu doğru yönlendirmeyen öğretmenler ve anne babalar var. Öğretmen ve anne babaların da çoğu zaman eğitim sistemi yüzünden elleri kolları bağlanıyor...
Eğitim sistemimiz ne yazık ki yeteneği köreltmeye yarıyor sadece...
Büyükakçay’ın başarısı, yetenek örseleyen eğitim sistemine inat, çocukların hayallerinden vazgeçmemesi, büyüklerin de onları yetenekli oldukları alanlarda desteklemesi için en büyük örnek.
Bu büyük başarısından ve verdiği güzel mesajdan dolayı...
İyi ki varsın Çağla Büyükakçay...

Kanıtıdır...

Trabzonspor-Fenerbahçe maçında sahaya atlayarak hakem Volkan Bayarslan’a yumruk atan taraftarın bu hali...
- Memlekette şiddetin normalleştiğinin kanıtıdır.
- Hoşuna gitmeyen kararlar veren insanlara kendi kafasına göre ceza verme anlayışının yerleştiğinin ve üstelik bunun normalleştiğinin kanıtıdır.
- Futbolun artık Türkiye’de bir spor dalı olmaktan çıkıp, insanların birbirini öldüreceği kadar şiddetli nefret ve öfke yaratan bir silaha dönüştürüldüğünün kanıtıdır.
Futbolumuzu bu hale getirenler utansın.

Emniyet’e bir soru

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne soruyorum:
Kaldırımları, parkları, yayalara ait neresi varsa hepsini yol olarak kullanan motorlara bir çare bulacak mısınız?
Yoksa buna bir çare bulmak için bir yayanın, bir çocuğun kaldırımlarda, parklarda bir motorlu tarafından öldürülmesini mi bekliyorsunuz?