Paylaş
Zira “genç erkekle evlenmenin normalliğini” savunan fakat kendi hayatında her fırsatta “Erkek büyük olmalı, en az 10 yaş!!” demiş ve bunu tatbik etmiş olan kadınlarımız da rüzgâra uyuyorlar.
Onlar, erkeğin hayattaki ödevinin “yaslanı-lacak sırt, kadına bakma yeteneği” olduğunu düşünüyor ama bir yandan bağımsız bir kadın, onların cesaret edemeyeceği bir tercih yaptığında sırf başkasına muhtaç bir hayat yaşadıklarını açık etmemek için alkış tutuyorlar. Erkeğin kadından genç olabileceğini söyleyen erkeklerin çoğu için bu bir makara konusu. Onlara göre, genç erkek kadın için gençlik pınarı.
Doğal botoks. Erkek egemen toplumdaki manzara erkek tarafında böyle. “Fikri ile zikri tutmayan” kadınlarımızda ise durum şöyle: Toplum kadına insanlığından önce “ana, bacı, çalışması gerekmeyen, yuvayı yapan” gibi sıfatlar yüklediğinde aklındaki terazi henüz dengesini bulmamış 20’lerini sürdürmekte olan genç kızlar, “erkek gibi erkek” olduğunu düşündüğü kariyerli, paralı olan üst nesillere meylediyor.
Kendisiyle aynı standartlarda yaşayan erkekle tırnaklarıyla yuva yapmak zor geliyor.
Ne de olsa eninde sonunda olacak belli: Evde oturacak, çocuğa bakacak. Hâl böyle olunca, erkeğin yaşça büyük, varlıklı olması, geride kalan tüm özelliklerinin üzerine çıkıyor.
Mesela çirkin erkek sevdiğini söyleyen kadınlarımıza bakalım.
İki kilo fazlalığı dünyanın sonu gelmişçesine kafaya takan kimi kızlarımız, “cukkası sağlam” adamın karşısında güzelliğe dair tüm hislerini yeniden yazar.
Kendisinde çirkinliğe tahammül edemez ama birlikte olacağı adamın hali vakti yerinde ise tüm çirkinlikleri “aşık olunacak özellik” haline dönüşüverir.
Bu durum “körpe ten heveslisi” koca adamların da işine geliyor tabii. Cumbul’un kaynatası sonradan ağız değiştirdi, fakat önceki gün ağzından dökülen ayarsız sözleri hatırlayalım:
“Oğlumun ileride de sekse ihtiyacı olacak. E hanımefendi yaşlanınca ne olacak?”
Kadın, menopoza girip “hizmet dışı” kalan bir seks makinesi ya...
Genç kadını makbul, yaşlısını “çöp” gören zihniyete sahip birçok adamdan benzer cümleleri duymak mümkündür bugün...
Erkeğin egemenliğini ilan ettiği bir toplumda erkekler kuralları yazıyor, kadınlar da ona kendini uyduruyor.
Anormaller normal olunca
Küçük kadın ve büyük erkek evlendiği zaman da ortamda “saygı” rüzgârları esmeye başlar. 60’lık adamın yanında tayyörünü giymiş bir 20’lik gibisi yoktur.
Adamın arkasından “kaptı genç kadını” diye konuşulur, durum gurur vesilesidir.
Fakat aynı denklemde kadın ve erkeğin yerini değiştirin, bu defa kadının arkasından alay edenleri görürsünüz.
Kadın “genç erkek meraklısı” olur. Kadın-erkek ilişkilerinde bile “işimize geldiği gibi” davranıyoruz.
Bugüne kadar kadının küçük, erkeğin büyük olması birçok insanın işini kolaylaştırmış.
Erkek genç kadın “sahibi” olmuş, kadın arzu ettiği hayat standartlarına ulaşmış...
Ya da ailesi uygun bulmuş; vermiş, gitmiş. Tuhaf olan şu:
1- Çocuk gelinler bir “Anadolu normali” olarak karşımızda.
2- Büyük, zengin erkek ve küçük kadın evliliği iki taraf için de gurur vesilesi.
Ve biz, çoğu zaman bunların anormalliğini değil, kendi ayakları üzerinde duran insanların hayatını dilimize doluyoruz.
İşte o yüzden “toplum normalleri”ne meydan okuyan Pınar Altuğ-Yağmur Atacan, Meltem Cumbul-Alican Özbaş gibi çiftleri günlerce konuşuyoruz.
Anormaller normal olunca, olanlara şaşmıyoruz.
Paylaş