Paylaş
İstiklal Caddesi’nde yürümek suretiyle ülkemizin geleceğini tehlikeye sokan, büyük bir güvenlik açığı yaratan rengarenk insanlar TOMA suyu ile, plastik mermi ile bertaraf edildi.
Yetkilileri tebrik ediyorum.
Barışçıl insanları şiddet kullanarak bastırdınız, bu muazzam başarınızdan dolayı sizi alkışlıyorum.
Bu coğrafyada ancak erkeksen ve heteroseksüelsen ve “hassasiyetler yönünde” inanç ve hayat tarzın varsa rahatsın ve şanslısın.
Kadınsan, eşcinselsen, transsan, sana reva görülen muamele, pazar günkü gibi.
Gerçekleri olmamış gibi göstermek, yalan söylemek artık bir gelenek.
Birkaç senelik dönemde, yalan ve manipülasyon üzerine kurulan bir sistemin her fırsatta hırpaladığı insanlara dönüştük, kah fiziksel, kah psikolojik açıdan.
Pazar günü yapılan Onur Yürüyüşü’ne yönelik polis müdahalesini hepimiz gördük.
Orada bulunanlar tüm varlıklarıyla şahitlik etti olanlara.
Orada bulunmayanlar ise, müdahale anında çekilen videolarla polis şiddetini açıkça gördü.
Hal böyleyken, gerçek kabak gibi ortadayken, valilik açıklama yapıyor, neresinden tutacağımızı şaşırıyoruz.
Mesela yaralananlar olmasına rağmen, valilik “Sağlık kurumlarımıza sevki gerektiren herhangi bir yaralanma olmamıştır” deyince olan değişmiyor.
Hiçbir tehlike arz etmeyen, silahsız bir insana TOMA ile hunharca müdahale edilince, o yaralanma değil de ne oluyor mesela?
Plastik mermiyle vurulanların durumu, yaralanma değil de ne oluyor?
Siz söyleyin valilik, ne oluyor?
Yetkililer, yalan ve gerçeğin hızla ortaya çıkmasını sağlayan bir çağda yaşadığımızı hep unutuyorlar.
Çekilen videoların, fotoğrafların zulmün kaydını tuttuğunu ve bunların yok edilemeyecek kanıtlar olduğunu hep unutuyorlar.
Bakın daha neler diyor valilik:
“Provokasyona açık olması nedeniyle toplanan gruplar ikaz edilmiş fakat eyleme devam edilmesi üzerine güvenlik güçlerimiz tarafından kanunların verdiği yetki dahilinde orantılılık ilkesine özen göstermek suretiyle müdahalede bulunularak dağıtılmıştır...”
Elinde silah olmayan, yürümek için bulunan kişilere TOMA ile plastik mermiyle nasıl saldırıldığını gözlerimizle gördük.
Gerçek ortadayken, hala “provokasyon ihtimali”, “orantılılık ilkesine özen gösterildi” gibi ifadeler hayli gülünç görünüyor.
Dahası, aynı gün yürüyüş yapan hilafet yanlısı gericilerin yürüyüşünde bir sakınca görülmüyor.
Onlara TOMA, plastik mermi yok ama sadece yürüyecek, farklılığı kutlayacak olan insanlar, barışçıl yürüyüşler rahatsız ediyor.
Polisin görevi, halkın huzurunu korumak.
Tabii Bu koşullarda sadece kağıt üstündeki açıklama bu, ne yazık ki huzur bir hayal.
Rahatsızlığı, can tehlikesi, gerginliği yaratan tek kaynak kendisi.
Şiddetin kaynağı belgelenmiş ve kabak gibi ortadayken valilik, yaptığı açıklama ile yalan söylemekten çekinmiyor.
Hep atlanan gerçek, yine atlanıyor: Paylaşım, teknoloji, internet çağındayız, gerçekler öyle kolay kolay manipüle edilemiyor.
Gerçek hızla yayılıyor, herkes tarafından görülüyor ve olanlar, yapılan herhangi bir açıklamayla değişmiyor.
Amerika Birleşik Devletleri tüm eyaletlerde eşcinsel evliliği yasal kıldı.
Bu, 1964’te, ırkçılığın yasadışı olmasını sağlayan en büyük adım olan Medeni Haklar Yasasının imzalanması büyüklüğünde bir karar.
Elbette farklılığa, kendi gibi olmayana tahammülsüzlük, hala var, ayrımcılığın kökünün kazınması yüzyıllar sürecek.
Fakat yasa önünde herkesin dil, din, ırk, cinsel yönelim farkı gözetilmeksizin eşit değerlendirmesine yol açan tüm kararlar, insanlık için umut verici.
Eşcinsel evliliklerinin serbest kılınması, tüm dünyada bu konudaki gelişme hızına dolaylı olarak katkıda bulunacak tarihi bir olay.
Dünyanın bir yanında insan haklarına dair böyle bir gelişme yaşanırken bir de bizdeki vaziyete bakın.
Varın siz hesaplayın, insan hakları konusunda daha yürünecek ne çok yol var...
Paylaş