Paylaş
Nedir bu hayırlı iş, şimdi açıklıyorum!
Twitter kullanıcıları bu cumartesi 21.30’da toplanıyor. Mekan, Mısır Apartmanı’ndaki 360 ıstanbul. Neden mi? Çünkü Twestival İstanbul’un ikincisi burada gerçekleşiyor.
Twestival, twitter kullanıcılarını tüm dünyada sosyal yardım bekleyen projelere destek vermek üzere bir araya getiren bir organizasyon.
2008 Eylül’ünde, ıngiltere’de bir grup Twitter kullanıcısı, hem buluşup kaynaşalım, hem de bu buluşmamızın bir faydası olsun dedi ve “Harvest Twestival” isimli bir organizasyona imza attı. Amaç, kâr amacı gütmeyen ve evsiz insanlara destek sağlayan “The Connection” vakfı için bağış toplamaktı. Organizatörler, 30-40 kişinin katılmasını beklerken, gece büyük ilgi gördü; tarih yaklaştığında ellerinde “Ben de gelmek istiyorum” diyenlerden oluşan bir bekleme listesi oluşmuştu bile...
Etkinlik gecesi Twitter kullanıcısı olan 250 kişi bir araya geldi, hem partiledi hem bağış topladı. Amacına ulaşan organizasyonun ardından bir sonraki Londra
Twestival planlanmaya başlandı, bu geceyi global bir organizasyona dönüştürme fikri de o sıra gündeme geldi...
Dünyanın farklı şehrinde bu geceyi düzenlemeye önayak olacak kullanıcılara Twitter üzerinden ulaşıldı, tam 202 şehirden 1000 kişi gönüllü oldu ve ilk Twestival Global 12 şubat’ta bu 202 şehirde eşzamanlı olarak düzenlendi. (www.twestival.com)
Dünya çapında 10 binden fazla Twitter kullanıcısı kendi şehirlerindeki Twestival’lere katıldı.
Festivalin düzenlendiği şehirlerin arasında ıstanbul da vardı.
Tabii o zamanlar bizi henüz Twitter çılgınlığı sarmamıştı, 12 şubat gecesi, Türkiye’de henüz az sayıda olan bir grup Twitter kullanıcısı 360’ta buluştu. Gecede, İ
İsmail Acar’ın organizasyona bağışladığı iki tablo satıldı...
Festival noktalandığında, ıstanbul ve diğer 201 şehirden sağlanan gelir toplandı ve Charity: Water organizasyonuna (www.charitywater.org) aktarıldı.
Elde edilen gelir, Uganda, Hindistan ve Etiyopya’da yaşayan 17 bin çocuğa bir ömür boyu yetecek kadar su sağladı.
Büyük ses getiren bu festivalin ardından, organizatörler, bir sonraki Twestival için kolları sıvadı.
Festivalin düzenlendiği tüm şehirlerdeki gönüllülere “Bu defa lokal bir amaca hizmet edeceğiz, kendi şehrinizde kâr amacı gütmeyen bir vakıf bulun ve gecenizin tüm gelirini o vakfa bağışlayın dedi.
Festival bu defa dünyanın tam 300 şehrinde, 11-13 Eylül tarihlerinde her şehrin lokal bir vakfı yararına düzenleniyor. ıstanbul ayağı ise 12 Eylül saat 21.30’da
360 İstanbul’da... Organizasyonun İstanbul Koordinatörü Saylam Yapı Merkezi. Mobilera ve Boom ise planlama ve iletişimi sağlıyor.
Elde edilecek gelir Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı’na bağışlanacak.
360 ıstanbul’da neler olacak?
Twestival İstanbul, bugüne kadar Twitter, bloggerların sayfaları ve sosyal medya siteleri aracılığıyla ve kulaktan kulağa yayıldı, yine aynı yöntemle sponsor buldu. Ağaoğlu şirketler Grubu, gittigidiyor.com ve Bodrum Ship Ahoy eventin önemli sponsorları arasında. Twestival’e katılmak için bir bedel ödemiyorsunuz fakat isterseniz girişte satılacak TODEV kupalarından ya da gittigidiyor tişörtlerinden satın alıp bağışta bulunabiliyorsunuz. 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul programı kapsamında bir fotoğraf projesi olan “İstanbul’da 2010” sanatçıları, ısmail Acar ve Bedri Baykam, vakıf yararına açık arttırmaya çıkarılması için, eserleri ile destek veriyor. Açık artırma ve etkinlik faslı bitince saat 11 gibi parti başlayacak, kaçırmayın... Detaylar için http://istanbul.twestival.com
Altyazı: Evlenmek istiyorum
Ali Sunal’ın bir buçuk yıllık sevgilisi Gökçe Bahadır, “Evliliğe karşı değilim ama hayalini de kurmam” diyor. Müsaadenizle kendisine “hadi canım” demek istiyorum.
Bir kadın “ıki yıldır birlikteyiz, bir beklentim yok ama evliliğe karşı değilim, yaş itibariyle insan da istiyor eh-heh” gibi cümleler kuruyorsa, bunu “Yanıp tutuşuyorum izdivaçç diye ama bizim adamda daha tık yok” olarak duymaktan kendimi alamıyorum... Sözüm Gökçe’ye değil ama erkeklere -olmamalarına rağmen- “ben sana muhtacım” sinyali gönderen kadınlara mı kızmak lazım yoksa ıssız adamlara mı bilmiyorum; bu devirde hal böyle. Adam evlenmek için can atmıyorsa kadın kendini onun hayatına uydurmak zorunda hissediyor. “Evliliğe bakışınız nasıl” sorusu sorulunca da soğuk soğuk terleniyor; kadın için zamanı çoktaan gelmiş ama adamı “korkutup kaçırmamak için” ağızdan çıkan “Eh zamanı gelince tabii” oluyor... Diyorum ki, Gökçe’ciğim, Ali’ye evlenme teklifini sen etsen?
Belki yeni bir trend başlatmış olursun!
Paylaş