Paylaş
Sosyal ilişkilerinizin hatırı sayılır bir kısmını “sanal varlığınızın” oluşturacağını ve gerçek hayat ile sanal hayatın birbirine geçeceğini söyleseydi...
Bir sihirli ayna olsaydı ve anahtarsız otomobillerin sizin için “sıradan bir teknoloji” haline geleceğini gösterseydi...
Ona inanır mıydınız?
Muhtemelen, siz de birçok insan gibi, çok kısa bir süre önce, kredi kartınızla internet aracılığıyla alışverişi güvenli ve akıllıca bulmamış, “sosyal medya” gibi bir kavramın lüzumsuz olduğunu düşünmüştünüz. Veya zamanında “hayal teknoloji” hissi yaratan “anahtarsız hayat” gibi kavramların geleceğimiz üzerindeki etkisini aklınızdan geçirmemiştiniz.
Bu durumu hiç garipsemeyin. Siz de milyonlarca insan gibi, teknolojiye benzer tepkiler veriyorsunuz. Bakın Intel araştırmacılarından Vu Nguyen ne diyor:
“Teknoloji, esasında insanların yerleşmiş düşünce ve davranış yapılarına karşı verilen mücadeledir...”
Yani teknoloji konusundaki en büyük mücadelemiz, elimizde tuttuğumuz materyallerle veya yeni fikirler, yeni tasarımlarla değil, insanların yaşama, düşünme kalıplarını yıkarken gerçekleşiyor.
Intel, teknolojinin uygulanabilirliğinin insanların düşünce yapılarının değiştirilmesine bağlı olduğunu erken keşfeden markalardan biri. Intel, 2001 yılında, bilgisayar teknolojisiyle günlük yaşamı yeniden tasarlayacağı bir araştırma laboratuvarı, yani Intel Labs’i kurdu. 2003 yılında, hayata geçirilen ilk fikirler ve tasarımlar Research@Intel etkinliğinde tüm dünyanın gözleri önüne serildi.
Bu sene Research@Intel, 10. yılını kutluyor. Artık “bilişim teknolojisi” deyince aklımıza karmaşık ve “herkesin anlayamayacağı bir takım teknolojik olaylar” değil, hayatımızda başrole oturan ve dünyamızı değiştiren “görünmez” tasarımlar geliyorsa, en büyük payı onlara vermek gerek. “Elle tutulmaz, görülmez ama hayat değiştirir” teknolojilerin yaratıcısı Intel Labs’in Etkileşim ve Deneyim Araştırmaları Bölümü Direktörü Antropolog Genevieve Bell, “Teknolojiyi deneyimlemek için bir cihazın karşısına çakılmanıza gerek yok” diyor.
Sosyal teknoloji
Intel, bu sene kullanıcı deneyimi odaklı yeni tasarımlar geliştirmek üzere Cornell, Georgia Tech, Indiana University ve NYU gibi üniversitelerle işbirliği yaptı.
Ortaya çıkan projeler arasında önümüzdeki 10 yıl boyunca dünyamızı değiştirecek 20’den fazla proje bulunuyor. Bu projeler gösteriyor ki, artık “bilgi teknolojileri” “sosyal bilgi teknolojileri”ne dönüşmek üzere. Yani etkileşimsiz ve kullanıcıyı “sanal dünya vatandaşı” olarak konumlamayan bir teknoloji söz konusu değil.
Görücüye çıkan projeler içinde evimizden otomobilimize, ofis hayatından sanal sosyal ilişkilere, geleceğimizde başrole oturacak yeni fikirler ve uygulamalar var. Kimileri günlük hayatımızı tasarlayacak ve yaşam tarzımızı dönüştürecek nitelikte.
Mesela, otomobiliniz, eviniz, sizi anlatan ve tanıyan akıllı “partnerlere” dönüşebilir mi?
Tamamen anahtarlardan kurtulmak mümkün mü?
İnsanların kas hareketlerini, bir insanı kullanmadan kopyalamanın bir yolu var mı?
Sosyal mecralarda paylaştığınız fotoğrafların güvenliği, yani kendi güvenliğiniz, tamamen söz konusu mecraların insafına kalmışken, bu güvenlik açığını kapatmanın bir yolu var mı?
Sanal kıyafet odaları bir hayal mi?
Ve en önemli sorulardan biri: Teknoloji ucuzlayacak mı?
Bunları da yarın konuşacağız...
Paylaş