İlk defa bira tattığım zamanı çok iyi hatırlıyorum. İlk hangi birayı içtiğimi de hatırlıyorum.
Tekel Birası’ydı... Yalova’daki yazlıkta, balkonda kasa kasa dururdu. Bazen öğlenleri, bazen akşamları masanın konuğu olurdu. Bense daha kola bile içecek yaşta değilim, ama benim gözüm o sarı, köpüklü içecekte. Her görüşümde soruyorum, yalvarıyorum, bana da verin diyorum ama yok... İmkansız! Ciddi söylüyorum, koca bir yaz bunun için uğraştım. Son olarak “Bari köpüğünü yalayayım??” dedim ve olayı tatlıya bağladık. O yaz o biradan içemeden geçti. Hayatımda tattığım ilk biranın Tekel birası olmasından ötürü, onu ayrı severim. Biliyorsunuz Tekel Birası 2007’de piyasadan kaldırıldı... Bir sene sonra Efes, markayı Mey ıçki’den satın aldı. Maksat “Asırlık Türk Birası”nı yaşatmaktı. Bu konuda Rekabet Kurulu’nu ikna etti ve yaz itibarıyla ikonik markayı ayağa kaldırmak için çalışmalara başladı.
Böyle bir markayı eski hissettirdiği duygulardan çekip alırsanız onun bir manası kalmaz. Efes bu konuyla ilgili çalışmaya başladığında en büyük merak konusu buydu. Acaba Efes, Tekel Birası’na ne yapacaktı? Tahminler doğru çıktı, Efes, herhalde mümkün olabilecek en sıkı “küllerinden doğurma” projesini hayata geçirdi. Tekel Birası yeniden hayatımıza döndü. Üstelik hayatımıza girmek üzere olan sadece kahverengi şişesi değil, yok olmak üzere olan bazı “bira gelenekleri”ydi... Ne mi? Mesela nostaljik bira evleri geri dönüyordu. Bu bira evlerinin ilki Asmalımescit’te “Tekel Biraevi” ismiyle bir ay önce açıldı. Aynı eskisi gibi, diğer şehirlerde; Ankara Orman Çiftliği ve ızmir Bomonti-Nektar Fabrikası gibi “biranın ruhunu taşıyan” yerlerde de Tekel Biraevleri açılacaktı. Bu bira evlerinde “Mekanda bulunan insanların her gün aynı saatte kadeh kaldırması” gibi eski alışkanlıklar sürdürülecekti. (Hatta Asmalımescit Tekel Biraevi’nde bu halihazırda yapılıyor.) Efes, Tekel Birası konusunda yeni medyanın nimetlerinden de faydalandı, aynı “eski his”i http://zamanineskitemedigibira.tekelbirasi.com bloguna ve www.tekelbirasi.com’a; hatta Facebook, Twitter gibi sosyal medya sitelerine bulaştırmayı başardı. Biranın duygusu aynı, tadı aynı, belki de tek büyük fark artık Yozgat’taki eski bira fabrikasında değil, ıstanbul’daki modern tesislerde üretilmesi. Fakat beş gün önce bu güzel düşünceler ve hayata geçirilmiş projelerin geleceği bulanıklaştı. Danıştay 13. Dairesi, Tekel birasının, Anadolu Efes Sanayi ve devir işlemine izin veren Rekabet Kurulu kararının yürütmesini durdurdu. Peki ne olacak? Henüz Efes’e yeni durum tebliğ edilmedi ve Tekel Birası ile ilgili çalışmalarını ve üretimini durdurmadı ancak bunun olması an meselesi. Aylardır sürdürülen “ayağa kaldırma projesi” çöpe atılmak üzere. Danıştay’ın kararı olumsuz olursa Efes, Tekel Birası’nı Mey İçki’ye iade edecek. Tabii Mey 2007’de üretimini durdurduğu markayı ne yapar bilmem. Birileri Tekel Birası’nı satın alıp yeniden onu baş tacı yapmaya kalkar mı onu da bilmem. Tek bildiğim, Efes’in bu işi iyi yaptığı ve yapmaya devam edeceği.
Haftanın “Öfff!”ü: Sevgiliye hediye!
14 şubat geçsin, kurban keseceğim. İçime fenalık geldi arkadaş! Hiç sıkıntımız kalmadı, sevgiliye hediye derdine düştük. Harca, harca daha çok harca. Yalnız olanlar hediye alamayacak tabii, onların da cebini boşaltmak lazım. Sevgilisiz olanlara ayrı “Yalnız mısınız? Sakın üzülmeyin! Kendinizi şımartın!” programları mevcut. Bu kadar büyük bir endüstriye dönüşmüş başka gün yoktur herhalde. Valla, benim önerim, hediye almayı unutun, sevgiliniz adına bağış yapın. Madem maksat birine para harcatarak diğerini sevindirmek, ihtiyacı olanlar sevinsin. Alın size en güzel hediye: Umut Çocukları Derneği’ni arayın, sevgiliniz adına bağış yapın. Buyurunuz: 0212 297 49 11. Madem illa para harcamamız gerekiyor, doğru yere harcayalım.