Paylaş
Tekrar şöyle bir okuyalım:
* Hanım tesettürlü olmalıdır.
* Kadın çalgılı düğünlere gitmemelidir.
* Yol ortasında insanların gezdiği yerlerde oturmamalıdır.
* Fal baktırmamalı, zorunlu olmadıkça alışverişi kocasına yaptırmalı, kocasından izinsiz dışarı çıkmamalıdır
* Kaşını aldırması, saç ektirmesi ve estetik yaptırması haramdır
* Pantolon giymemelidir
* Yabancı erkelerle tokalaşmamalıdır.
* Evde köpek beslemek haramdır, ince çorap giymemeli, terlikle gezmemeli, müzik dinlememelidir....
Öncelikle, tarihte ilk olarak her kim “Madem elimizde din gibi bir kavram var, neden onu erkek egemen dünyamız içinde, paşa gönlümüze göre düzenleyip, keyfimiz nasıl istiyorsa rahatımıza göre ayarlamıyoruz” dediyse akıllı adammış.
Böylelerine yol açmış, dünyanın belirli bir bölümünü kadını hapsetmeyi “güzel ahlak” olarak gören, bunu yayan ve inananlarla doldurmuş.
Bu maddelerin sonuna “Kadının yeri kara topraktır ama izin veriyoruz, yaşıyor işte” koysalar pek ilgisiz durmaz.
Kadın hiç var olmasa ve kendini sakınmak, hapsetmek zorunda kalmasa aslında yobazlar için hayat ne kolay olur...
Fakat ne yapsın, erkeği de kadın doğuruyor. O yüzden kadın lazım, sadece bu iş için.
Ha, özür diliyorum, bir de erkeğe kölelik yapacak, onun için çalışacak ve bunun dışında sebze gibi yaşayacak.
Kadının varlığı zaten anormal olduğu için, kadının gözünün görünmesi bile “anormal”, onu bile örtecek ama erkeğin kadın açlığı çok normal ve bu yüzden taciz, tecavüz zaten aşırı normal...
Her kadına aç gözlerle bakacak ama “muhafazakar” olacak.
Kendine inançlı diyecek.
O plajlarda üstü çıplak serin serin gezecek ama kadın tepeden tırnağa siyahlara bürünmezse sokağa adımını bile atamayacak.
Giyim kuşam, inanç, fikir, düşünce, hayat tarzı kişilerin kendi özgürlük alanları içinde kalır.
Eğer gerçek demokrasi kurallarının geçerli olduğu bir ülkede yaşıyor olsaydık, “Kapan” demek fikir yayma özgürlüğü diyebilirdim.
Örtünenin de, örtünmeyenin de rahat yaşadığı bir toplum içinde olsaydık bunu rahat rahat söyleyebilirdim.
Dileyen başörtüsü taksın, dileyen takmasın, dileyen çarşaf giysin, öbürü mini eteğiyle gezsin. Herkes birbirine saygı duysun.
Fakat bankta yan yana oturan nikahsız çiftler devlete rahatsızlık veriyor.
Vapurdan inen kızların kıyafetleri rahatsız ediyor.
Kendi kalıpları dışında hayatı olan istisnasız herkes, bildiğiniz resmi dille, “ahlaksızlık” ile suçlanıyor.
Bunun yanında her geçen gün din eksenine kayan bir devlet, bir eğitim sistemi, bir toplumsal yapı var.
Hal böyleyken bir adamın plajlarda gezip kadınlara “kapanın” diye bildiri dağıtması, fikir özgürlüğü değil dayatmadır, zorlamadır, insan haklarına aykırıdır.
Tacizin ta kendisidir.
Kişisel özgürlük alanına tecavüzdür.
Mesela şimdi kendilerinin inançlarından farklı düşünen ve bunu yaymaya çalışan kişiler kimi semtlere gitse, kapalı eşleri olan adamlara “açılın” diye bildiri dağıtsa, ne olur?
Gözümün önüne avaz avaz bağıracak birileri geliyor ama...
Neyse.
Paylaş