Paylaş
- Türkiye’ye getireceğin reality show formatlarını nasıl seçiyorsun?
Benim en önemli kıstasım, ben zevk alıyor muyum, izler miyim diye bakıyorum. Ben zevk alıyorsam, iki-üç görüşüne güvendiğim adam da bana bu konuda katılıyorsa, tamamdır.
- Toplumun neye yöneleceğini, neyi çok izleyeceğini nasıl anlıyorsun?
Benim şöyle bir avantajım var, 5 yaşımdan beri sokaklardayım. 5 yaşında ilkokula başladım, 10 yaşında Kadıköy Anadolu Lisesi’ne girdim, Edirne’den kopup o yaşta İstanbul’da kendi kendime yaşamaya başladım. 11 yaşımda okuldan kaçıp sokaklarda geziyordum. Sokakta büyümenin bana kazandırdığı bir nimet bu. Aklına gelebilecek her meslekten arkadaşlarım oldu. Bu kadar küçük yaştan itibaren insanlarla iç içe büyümek insana öyle bir gözlem yeteneği sağlıyor.
- Programların ömrü nedir sence? Mesela Survivor daha ne kadar devam eder?
Minimum 10 sene devam eder. Bu sene geçen seneden daha fazla reyting aldık. Buradaki olay şu: Survivor bir platform. Sen oraya “oyuncuları” koyuyorsun ve canlı bir reality show çekiyorsun. O yüzden her seferinde başka bir hikaye oluyor. Ha, oyun oynamaktan sıkılabilirsin. Mesela Var mısın Yok musun’dan sıkılacağın bir nokta var. Survivor’da bunu diyemezsin. Yeni bir film, yeni bir dizi gibi. Yeni film izlemekten sıkılır mısın? Yetenek Sizsiniz’e gelince, aynı durum. Birisi geliyor, değişik bir şey yapıyor. Sen, ilginç bir şeyi izlemediğin gün zaten o televizyon bitmiştir Türkiye’de.
- Bir programda izleyici önce neye bakıyor? İzlenebilirliği ne sağlıyor?
İlk görsellik yakalar. Ondan sonra seyirci konuya bakar. Bizim şöyle bir avantajımız var: Eskiden prodüksiyonları belli bir maliyetle yapmaya çalışıyorduk, şimdi öyle değil. İşi büyük tutunca iş ekrandan fışkırıyor ve izleyiciyi yakalıyor. Onun dışında, eskiye göre avantajlıyız.
Montajından müziğine, casting seçimine kadar, kendimizi geliştirdik. Zaman ve deneyim bunu getiriyor.
Linç kültürü bana zarar veremez
- Başarılı, konuşulan insanlar bilhassa internetin platform sağladığı “Nefret kültürü”nden de payını alıyor. Sen de alıyorsun. Nasıl koruyorsun kendini?
Bilgiye, gerçeğe dayalı olmayan, sırf kötü niyet için çıkan yazılan laflardan, oradan çıkan linç kültüründen bana zarar gelmez. Esasında internetteki bu durumu teknolojinin insanlara getirdiği ekstra külfet olarak görüyorum. Ünlülere eskiden vatandaş sesini duyuramazdı. Şimdi teknoloji ulaşımı sağladı. O ulaşım bazı kötü niyetliler tarafından şu anda kötü kullanılıyor ama inan, yarın öbür gün zaten yasal düzenleme gelecek, buna emin ol. Herkes yazdığından sorumlu olduğu zaman o zaman iş değişecek.
- Peki, son sorum: Çekimimizde giydiğin formanın bir özelliği var mı?
Pierre Van Hooijdonk doğum günümde hediye etmişti bana bu formayı, tüm Hollanda Milli Takım futbolcularına özel olarak imzalatıp... O yüzden benim için çok özel bir değeri vardır.
Paylaş