“Şuradan da görüntü alalım” belgeselciliği

Hatırlar mısınız, bir vakitler ünlülere veya sokakta vatandaşa “televizyonda ne izliyorsunuz” diye mikrofon uzatıldığında istisnasız “belgesel” yanıtını duyardık.

Haberin Devamı

Pembe diziler, Brezilya dizileri, eğlence programları renkli şekerler gibi dururken hakikaten pek yüzüne bakılmazdı belgesellerin.
Bu işe hayatını vermiş isimlerden ve sayısı 50’ye bile varmayacak iyi yapımlardan bahsetmiyorum elbette.
Belgesel diye izlediklerimizin genel olarak “arka arkaya sıralanmış sıkıcı görüntüler dizisi” olduğu zamanlardan bahsediyorum. Daha ne National Geographic var, ne History, ne Discovery...
Kuru kuru TeReTe belgeselleri ya da işte o zamanlar televizyonda ne varsa o.
Sonra tematik kanallarla tanıştık.
İnsanı ekran karşısına sabitleyen, bitmeden yerinizden kımıldayamadığınız yapımlarla, programlarla...
Bu hafta sonu Kennedy suikastının 50. Yılı vesilesiyle yayınlanan belgesellere bakıyorum.
Bir de bizimkilere bakıyorum.
Hâlâ 30 yıl öncesinin anlayışı değişmiş değil. Tek fark, artık Google var. İnternetten araştırmanı yapacaksın, metnini yazacaksın, o metni dış ses olarak okuyacaksın, bir akademisyen veya rehberle mekan gezeceksin. “Eee, şu ne?
Eeee, bu ne?” diye soracaksın, araya girip kendi bildiklerini söyleyeceksin... (Hazırlanmadan mikrofonu elime aldım sanmasınlar programcılığı...)
Sonra kameraman genel görüntü ve detay alacak, ardından bunları arka arkaya sıralayıp “kurgu” yapmış olacaksın, al sana belgesel.
Devir değişti ama bizdeki belgesel anlayışı değişmedi, değişemiyor. (Sunucu şehrin bir sokağında kameraya doğru yürür...)
Eğer bizdeki “Şuradan da bi’ görüntü alalım aaabi” türü belgeseller belgesel ise, National Geographic’tekiler, BBC’dekiler, History’dekiler, Discovery’dekiler ne?
National Geographic’tekiler, BBC’dekiler, History’dekiler, Discovery’dekiler belgesel ise, bizimkiler ne?
Hakikaten, ne?

“Şuradan da görüntü alalım” belgeselciliği

Haberin Devamı

‘Trafik çözüldü’ diyenlere...

Yazacak, söyleyecek bir şeyim yok.
Ben susayım, fotoğraf konuşsun. Bu fotoğraf, dün saat 09.00’da çekildi.

Aşırı ilginç bazı haberler

Engincan kardeşimiz sakal bırakmış.
Rallici Burcu Çetinkaya başını örtmüş.
Bu son derece ilginç, adeta hayatımızda ilk defa gördüğümüz, gerçeküstü konulara, yani bir erkeğin sakalının çıkması veya bir kadının başını örtmesi gibi çok ama çok enteresan meselelere ek olarak önerilerim var, haber konusunda sıkıntı çekenlere yardımcı olmak isterim:
“Hülya Avşar’ın saçı ayda 2 santim uzuyor”
“Üç Adam’dan İbrahim gözlük takıyor”
“Demet Akalın’ın karnı giderek büyüyor”
“İki kere iki dört ediyor”
“Bulutsuz günlerde gökyüzü mavidir”
“Yağmur yağınca şemsiye almayanlar ıslanıyor”
“Gözlerimizin üzerinde kaşlarımız vardır”

Yazarın Tüm Yazıları