Paylaş
Hal böyleyken sosyal medya kampanyaları boşa harcanan enerji, boşa harcanan iş gücü, boşa vakit kaybı...
Mesela ben belediye başkanlığına adaylığımı koyabilir ve bir milyon kişiyi organize edip “Melike Karakartal... Başkan gibi başkan... Üç tas has hoşaf içen başkan...” yazdırabilir ve bir süre TT olabilirim.
Peki bu benim Twitter’da çok konuşulan bir insan olduğumu, başkan gibi başkan olduğumu ve üç tas has hoşaf mı içtiğimi gösterir?
Elbette hayır.
Bu durum benim, başkan seçilmek için yürüttüğüm kampanyanın bir de sosyal medya tarafının olduğunu ve benim için bu konuda çalışan insanların olduğunu gösterir.
Belirli bir zaman aralığında en çok konuşulan kişi olmadığı halde, halde para ve organizasyonla Trending Topic kampanyası yapmak, artık sahtekarlık olarak algılanıyor.
Hele hele Şehir Hatları, İGDAŞ gibi devlet kurumları böyle bir organizasyona dahil edince...
İnsanın “Hak hukuk, gag guguk ülkesi” diyesi, “Etik ne demekti” sorusunu sorası geliyor.
Sahibini “şak” diye anlatan cümleler
Bir konuşursam yer yerinden oynar: Elinde kart biriktiren, lazım geldiğinde çıkarıp ortaya dökenlerin sözü.
Ömrü stratejiyle, hassas dengelerle geçenlerin, hayatlarını hizmet için değil, kişisel güç üzerine tasarlamışların bir numaralı can simidi.
İyi hoş da, bunu koca bir devletin tepesindeki kişi söyleyince... İnsanın ensesinden hafif bir ürperme geliyor.
Hayır, normalde filmlerde filan tekinsiz adamlardan böyle korkutma laflarını duymaya alışığız da, devletin ağzından gelince... Ne bileyim.
Ben onun kısa pantolonlu halini bilirim: Tabii bu söz biraz eskidi. “Ben onun acemilik zamanlarını bilirim” demekle aynı sayılır.
He canım biliyordun da ne oldu? Adam almış yürümüş, sen hâlâ aynı yerdesin ve konuşuyorsun. Bil canım. Bil hayatım.
Sen benim kim olduğumu biliyor musun: 60’lı yıllardan beri eskimeyen bu söz, eski toprak ensesi kalınlar ve oğulları/kızları tarafından hâlâ yürürlükte tutulmaktadır.
Nüfuzunu her yerde kullanmaktan çekinmeyen insanlar kullanır. Maharet “biri” olup da bunu şahsi çıkarı için kullanmamak esasında fakat, günümüz Türkiye koşullarında bunu yapabilen babayiğitler, alıp müzeye numune insan olarak konulmaktadır.
Şehir kadınları ve popüler şeyler
Gün geçmiyor ki bir ünlümüzü boks eldivenleri giymiş, objektife poz veriyor olarak görmeyelim sevgili “sert kadın” Habitus okuru.
Görünen o ki, ünlü kadınlar arasındaki yeni form tutma sporu, boks.
Hem “Güzelim ama sert sporlardan hoşlanırım, futbol konuşabileceğiniz bi’ insanımdır...”
Hem “Yaklaşmayın yumruğum iyidir...”
Hem “Güçlü bi’ kadınım açıkçası...”
Hem de “Kendime özen gösteriyorum, kaslarım var” mesajı veriyor.
Nefis bir kombinasyon, arasan bulunmaz.
Magazin sayfalarındaki röportajlarda “Neden boks?” sorusuna verilecek “Şehrin üzerime yüklediği enerjiyi ancak böyle atabiliyorum, üstelik kasları güçlendiriyor, bla bla” cevaplarına hazırlanın.
Zira boks iz dı new pilates.
Paylaş