Sonunda bu da oldu

Ne six pack ne uzun boy, sadakat istiyor kadınlar, gerisini yana koy! diyerek, bu güne de başlıyoruz sevgili dört bir yanını aldatan adamlar tarafından çatırdayan evlilikler sarmış Habitus okuru.

Haberin Devamı

Kararım kesin; gazeteleri açıp “aldatan erkeğe boşanma davası açan kadın” görmediğim gün havai fişekler patlatacağım.

Tam People dergisini açmış Tony Parker-Eva Longoria meselesine okuyup sinirleniyordum ki önüme Acun-Zeynep Ilıcalı davası düştü.

Sadece o kadar olsa iyi, aynı günün akşamı televizyon izlerken Monako Kraliyet Ailesinin yaşamını anlatan bir belgesele denk geldim. Prenses Stephanie’yi bir striptizci ile aldatarak bir dönem popo öpme fotoğraflarıyla manşetlerden inmeyen kocasının rezilliğini tekrar hatırladım.

Ve erkekleri kınama kararı aldım.

* * *

Geçenlerde, ecift.com isimli bir çöpçatan sitesinin haberi düştü e-postama.

Bu site, diğerlerinden bir özelliği ile ayrılıyor: Üye olanlar önce psikologların hazırladığı bir kişilik testinden geçiriliyor ve yüzde 100’e yakın uyumluluk gösterenlerin birbirleriyle konuşmasına izin veriliyor.

Yani her canınızın istediğine “Mrb tanışabilir miyiz” mesajı atamıyorsunuz. (İzleyenler, How I Met Your Mother’daki Ted’in başvurduğu çöpçatan şirketini hatırlayacaktır, onun benzeri) Bu web sitesi, yapılan kişilik testlerine verilen cevaplardan “Erkekler ne ister” ve “Kadınlar ne ister” gibi bazı çıkarımlar yapmış.

Şöyle ki:

Erkekler adeta olta atıyor; kadınlar daha hedefe odaklı, titiz ve seçici.

Hem kadınlar, hem erkekler fiziksel özelliklerden ziyade sevgi, saygı, sadakat ve dürüstlük istiyor. 

En büyük korku aldatılmak ve yalan söylenilmesi.

Şimdi, erkeklerin “fiziksel özellikler önemli değil, yeter ki dürüst olsun” söylemi ilk maddede okuduğunu “olta atıyorlar” cümlesini doğruluyor. “Önce bir gelsinler de bakalım, aradan seçeriz sonra...” değil de nedir bunun meali?

Kadın ise “dürüstlük daha önemli” derken samimi. Çünkü “sırtını yaslayabileceği” adam arıyor. Yani birlikte bir hayat kurabileceği, güvenebileceği biri...

Sırt yaslamak=ben çalışmayayım, oturayım, sen bana bak demek değil yani, onun altını çizeyim.

Bir de huzur ihtiyacı var tabii.

Mesela onu düşündüğünüzde stres olmayacaksınız, aksine, dağ havası almış gibi birtakım duygularla dolacaksınız. Sonracığıma, ortamda genç ve güzel kızlar dolaşmakta iken, kulakları kızarıyor mu diye kocanıza/sevgilinizi gözleme ihtiyacı duymayacaksınız. Ya da mailine, Facebook’una, girmiş olduğu siteleri merak edeceğiniz tipte biri olmayacak.

Tabii ilk heyecan ve aşk patlamalarının yaşandığı zamanlar bunu anlamak mümkün değil. Aylarca, yıllarca da anlamayabilirsiniz; böyle örnekler de mevcut.

Ama kadınlık içgüdüsü denen zımbırtı çoğu zaman bir yerlerde insanı dürtüyor.

Buna kulak veriyor musunuz vermiyor/veremiyor musunuz, ona bakmalı.

Haberin Devamı

Test şart!

Haberin Devamı

Düşünsenize, bir adamı seviyorsunuz, birlikte hayat kuruyorsunuz, pek mutlusunuz, çocuklarınız oluyor, sonra ortaya başka kadınlar/hayatlar çıkıyor.

Delirmez misiniz?

Ömrünüzün sonuna kadar –başka bir adamla mutluluk yakalasanız bile- karnınızın ortasında kocaman bir delik açılmaz mı?

Ben de diyorum ki, hiç öyle paranoyaklık filan demeyin, aynen e-çift’te olduğu gibi “ciddi düşünüyorum” diyen adamı teste sokalım.

Bakalım hakikaten ciddi misin, ya da 10 sene sonra ne kadar “ciddi” olacaksın, görelim. Önümüzde onlarca evlilik “erkek ihaneti” yüzünden çatırdarken test meselesi gündeme girsin, aynen “evlilik sözleşmesi” gibi bir seçenek olsun.

Hatta işi biraz daha abartalım. Test yetmez. Aile bireylerinin kişisel tarihlerini içeren bir dosya isteyelim.

Dedeler anneanneleri aldatmış mı, alkole meyletmiş mi, hızlı bir gençlik mi yaşanmış. Yoksa söz konusu dede gençken Ediz Hun’umsu bir vakurlukta bir adam
mıymış. Hepsini öğreneceksin.

Artık göz bebekleri kalp şeklini almış bir şekilde ilişkiye balıklama dalmak, heyecanlanıp “Ayyy ruh eşimi buldum” diye evlenmek yok. Önce test.

Önnnnce test.

Yazarın Tüm Yazıları