Sevgili sahibi kadın niye başkalaşır?

Biliyorsunuz erkeklerle yaşayan kadınların kilo alması meselesi bir araştırma ile kanıtlanmış. Sevgili sahibi kadın ortalama 7.5 kilo alıyormuş. Doğru vallahi. Bir buçuk senede tastamam 7,5 kilo aldım, yarısı kollarıma yarısı da göbeğime gitti.

Yahu, bir insan neden KOLDAN kilo alır? Olmaz olsun böyle vücut.

Yemekte salça, kadında kalça, Habitus’ta kol. Olur mu böyle Allah aşkına?

Sanırım bu hafta -ömrümde son bir kez olmak üzere- spor salonuna yazılmayı deneyeceğim. Yine paraları verir de gidemezsem salonlara sonsuza kadar veda etmeyi planlıyorum.

Neyse canım, yine lafı karıştırdım, erkek arkadaş edinen ve evlenen kadındaki değişimi konuşuyorduk...

Değişim sadece tartıda değil elbet. Bence diğerleri de araştırılmalı, bilimsel verilerle durum netleştirilmeli. O değişimler kilo almaktan daha mühim bence.

Mesela evlenen kadının ilk iş olarak saçını kestirmesi ve külot yüzölçümündeki büyüme değerlendirilmeli.

Ya eşofmanlardaki bollaşma? Libido katili terlikler?

Sonracığıma, hayatını adam etrafında şekillendirerek kendininkini unutma hızı da muhakkak araştırılmalı. “Arkadaşları satış eğrisi” çizilmeli.

Başka sorularım da var...

Mesela erkeğin oynayan uzuvları, kaşı, gözüyle ilintili olarak gelişen kıskançlık, paranoya, stres, sinir patlaması gibi beyinsel faaliyetler yaşlanma hızını ne kadar etkiliyor? Tekrarlanan duygular bir psikolojik bozukluğa yol açıyor mu? Kocalarının oynaşmalarını görmezlikten gelmek için antidepresana sarılan kadınların yıllık psikolog-ilaç masrafları ülke ekonomisini etkiliyor mu?

Bunun da istatistiğini heyecanla bekleriz.

Acaba yalnız olmak daha mı güzel? Ne dersiniz sevgili kadınlar? Adamın varlığında başkalaşım yaşıyoruz farkında olmadan, görünen o.

Tek başına daha mı sağlıklıyızacaba?

Az ve yavaş yemek? İmkansız!

Bu arada kollarımdan şikayet etmemden anlamışsınızdır, hareketsizlikten, gece yemekten, gündüz yemekten, sürekli yemekten hafif şiştim. Durmaksızın yiyorum.

Aslında şişmek denmez de ona, yağ oranım yükseldi. Bıngıldama had safhada. Dolayısıyla kendime tez zamanda bir perhiz ve bol spor öneriyorum.

Durum böyle de, bendeki enerji anncak ve ancak kış uykusu için yatağıma doğru yürümeye yeter.

Ayrıca sağlıklı beslenme konusunda hiçbir fikrim yok. Gece yarısı yediğim yemekleri düşünüyorum da, 5 yıl daha böyle yersem merhaba obezite. ınsan uzun süre boyunca gece gündüz, cips, fast food demeden pervasızca tıkınınca “nasıl sağlıklı beslenilir?” konusunu pek güzel unutuyormuş. şu anda bir diyete başlasam, ne yapacağımı, nasıl yapacağımı o kadar bilmiyorum ki! Sağlıklı beslenme düzeni nasıl oluşturulur hiçbir fikrim yok!

Geceleri yediğim pideler kollarıma yapıştı, yemin ediyorum...

Biliyorsunuz kilo vermek için sık ve az yemek gerekiyor ama bende öyle bir alışkanlık hiç olmadı... Rakı masasında bile o mezeleri hızla yer ve anında şişerim mesela. Az, sık, makul, ölçülü gibi tanımlamalar beslenme lugatımda maalesef bulunmuyor.

Ayrıca kime göre, neye göre az ve sık? Onu da ayrıca sorarım...

Efendim, yakışıklı ısveçli bilim adamları 10 sene evvel bir alet yapmışlar, yakın bir zamanda ıngiltere’de obez çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada kullanılmış. O vesileyle bizim de daha yeni haberimiz oldu, kendilerine öpücüklerimi yolluyorum. ınsan bir arar, haber verir “elimizde tam size göre bir alet var” diye. Değil mi yani.

Bu süper buluş insanlara kilo verdirmekle kalmıyor, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmelerini de sağlıyor. Hatta bu alet yardımıyla anoreksiya ve bulimia gibi beslenme bozuklukları da tedavi ediliyor...

Mandometre denen bu küçük mucizenin derhal Türkiye’ye getirilmesini talep ediyorum!

Mandometreyi “Porsiyon ve yeme hızı ayarlayıcı” diye tanımlayabiliriz galiba. Bir tartı ve küçük bir bilgisayardan oluşan alet tabağın altına yerleştiriliyor. Siz yemek yerken kantarın topuzunu kaçırırsanız “hop kardeş, yavaş” diye uyarıyor. Yemek bitince sizin hızınızla olması gereken hız arasında karşılaştırma yapıyor. Dolayısıyla her geçen gün ideal porsiyon ve hıza daha çok yaklaşıyorsunuz.

Eh, daha ne isteyeyim!

Pek faydalı bir alet

Mandometre, Stokholm’daki bir üniversite tarafından geliştirilmiş merkezi ısviçre’de bulunan beslenme kliniği Mando’ya ait bir alet. Bu arada Mando’nun Amerika ve Avustralya’da da merkezleri var.

Mandometre sayesinde klinik bugüne kadar 500’den fazla bulimik ve anoreksik hastayı tedavi etmiş. Konunun önemli kısmı ise şu: ıyileşen hastaların yüzde 90’ının beslenme bozuklukları tedaviyi takip eden beş yıllık takip süresi boyunca hiç tekrarlamamış. Bu iyi, çünkü beslenme bozukluklarının tekrarlama ihtimali yüksektir.

Hem bozukluk yaşayanlar hem de kilo vermek, sağlıklı beslenmeyi öğrenmek isteyenler için on numara bir alet.

Gözünüzü seveyim bir beslenme uzmanı getirsin şu aleti buralara.

Getirdiyse de bana ulaşsın lütfen... Kollarım şiştikçe şişiyor! İmdat!
Yazarın Tüm Yazıları