Paylaş
İşte bu nedenden ötürü siz sevgili şehir insanı Habitus okurlarını uyarmak boynumun borcudur:
- Toplu taşıma araçlarında itinalı olunuz: Mesela sevgili erkekler. Toplu taşıma araçlarında bacaklarınızı aça aça oturmayınız. Kadınlar bacaklarını bir arada toplar ve oturduğu yerde büzüşürken, erkekler neredeyse önünde puf olsa ayağını önüne uzatacak gibiler. Bu nasıl oturuştur sorarım size. Çay da vereyim bari. Çok rica ediyorum kadınlar nasıl oturuyorsa, erkekler de öyle otursun. Ön takımı da evde dinlendir arkadaşım.
- Vapurdan inerken iskelenin verilmesini bekleyiniz: Vapur yanaştıktan sonra ilk atlayan yolcuya çıkışta takdirname belgesi veriyorlarsa, bilelim. Hepimiz atlayalım. Ayrıca herkesten önce inmenin kazandırdığı iki saniye, ölüm ihtimaliyle karşılaştırılınca pek bir kazanç değil gibi sanki?
- Sıraya girmeyi biliniz: Bankada, bilet sırasında, bir araca binerken, inerken, pasaport kontrolü esnasında... Hakkını kollamayanın hakkını yiyene de mi takdirname veriyorlar?
Hayır öyle bir durum varsa, boşuna kendi sıramızı beklemeyelim, insanlara yol vermeyelim. Biz hangi ara bu kadar kabalaştık, birbirimize eşya muamelesi yapmaya başladık, hakikaten merak ediyorum.
- Trafikte normal bir insan olmayı deneyiniz: Emin olun kaybeden değil, kazanan siz olacaksınız. Tabii insan emniyet şeridini ihlal edenleri, takip mesafesiyle ilgili herhangi bir fikri olmayan ve 100 ile giderken tamponuna yapılanları görünce delirmemek için kendini zor tutuyor ama bence birimiz başlasak zincirleme reaksiyona sebep olabiliriz.
Türkiye’de diziler...
- Akmaz: Bir diziden kopmak için ancak bir sene ara vermeniz lazımdır. Beş bölüm izlemeseniz bile bu kesinlikle bir sorun değildir, zira altıncı bölümde, hâlâ oyuncuları birbirlerine manalı manalı bakarken bulursunuz.
- Diyalog azdır: Çünkü normal hayatta 3 saniye sürecek bir “endişeyle bakma” anını sakızzzzz gibi uzatarak 10 dakikaya çıkarmışlardır. O bakışmalar bitmez. Dizi izleyecekseniz eğer, dizileri “endişeli ifade takınan birtakım insanların sürekli birbirlerine bakmaları ve laf yetiştirmeleri” olarak kabul ederseniz işiniz kolaylaşır, rahat izlersiniz.
Eğer dizileri, normal hayatınızın akışı hızında beklerseniz, sıkıntıdan vücudunuzda yaralar çıkmaya başlar. Delirmemek için şöyle kalkar evde bir tur atarsınız. Bir su içer gelir, biraz diğer kanallara zap yaparsınız... Tekrar aynı kanala döndüğünüzde hâlâ aynı dizide, aynı oyuncular birbirlerine endişeli endişeli bakmaktadırlar...
- Doğal makyaj düşmanıdır: Zaten kelle planı ve 10’ar dakikalık endişeli bakış sahneleri yüzünden salonumuzda koskoca bir insan kafası ağırlıyoruz, bari şu makyaj işini halledin, sevgili makyözler. Bu kadar kalıp makyaj Osmanlı’dan 60’lara, 80’lerden günümüze Bülent Ersoy dışında kimse tarafından bilinçli olarak uygulanmamıştır. Dizilerde doğal makyaj görmek istiyoruz efendim.
Paylaş