Dün “plaj tipleri”ne giriş yaptık; süslülerden, altınlı teyzelerden, pervasız annelerden bahsettik, meseleyi “plaj erkekleri” ile noktaladık. Madem öyle, erkeklerle devam edelim:
Kurt adamlar: Biliyorsunuz altınlı teyzeler bebek yağı sürüp kavrulmaya başlamadan plajlarda yüksek sezon başlamış sayılmaz. Plajda bir adet, sırtı en az göğsü kadar kıllı amca görmeden de yüksek sezonu başlamış saymayınız. Amcayı gördünüz mü, tatile doğru zamanda çıktığınızı anlayabilirsiniz. Sırtı kıl yumağı amcalar iyidir, uyandırma servisi gibidir. Siz plajda mayışmış yatarken bir anda kadrajınıza girerler. Sıcaktan bayılmış durumdasınızdır, burnunuzun ucunu bile seçecek durumda değilsinizdir. Kadraja giren sırtı kıllı amca şok tesiri yaratır. “AY ANACIĞIM O NE?” diye irkilerek canlanıverirsiniz. Sanki buz gibi suya atlamış gibi, güneşlenirken arkadaşınızın üstünüze soğuk su dökmesi gibi, bir anda uyandırıverir sizi sırtı aşırı kıllı amcalar.
Plaj avcıları: Yüzüne yapışık kömür karası gözlüklülerden hep işkillenmişimdir. Sen sanırsın ki gazete okuyor, dergi okuyor, ufuklara bakıyor fakat olay başka. Fıldır fıldır dönen gözbebekleri ile, önünden geçen, ileride güneşlenen, oturan, yatan, kalkan hiçbir elma popoyu, pampiş memesini kaçırmıyor aslında. İşte güneş gözlüğü bunun için var sevgili kolormatik gözlüklü Habitus okuru. Gözleri gösteren renkli gözlükleri Feridun Düzağaç, Bono ve Elton John haricinde kimse takmıyor artık bilmem farkında mısın? Güneş gözlüğü dediğin hem gözleri UV ışınlarından korumalı, hem de nereye baktığınızı göstermemeli, değil mi efendim? Ha, bir de bu “Plaj Avcıları”nın 40 yaş sonrası versiyonları var. Bu arkadaşlar da bir anda karar vererek plajda yattıkları şezlongdan kalkar, yavaş ve emin adımlarla deniz kenarına kadar yürür, hafif öne çıkardıkları bira göbeklerini sıvazlar ve ufku seyre dalarlar. Burada maksat, dönüş yolunda güneşlenen dişi nüfusunu belirlemektir.
“Bana bak”çılar: Kendilerine baktırana kadar çırpınırlar. Erkek “bana bak”çıları, artistik balıklama atlayışlarından tanıyabilirsiniz. Sanki olimpiyatlara hazırlanıyor. Hayır bir gün bir tanesi boynunu kıracak, ondan kokuyorum. Su içi ortamlarında da hayatı zorlaştırırlar bu arkadaşlar. Şapıdı şupudu yüzerek sizi ıslatır, “su altı dikizi” için gözlükle dalar ve kalp krizi geçirme sınırına kadar kadar suyun altında kalırlar. Bazen de hava atmak için 20 metre dipten dipten yüzerler-ki henüz “dipten giden erkek”ten etkilenen, “Allah’ım adam 20 metre dipten gidiyor, bu akşam kesin sevişmeliyiz” diyen bir dişi görmedim-. İngiliz bilim adamlarının yaptıkları araştırmaya göre kadınlar dipten yüzen erkeklere olan ilgilerini 3. metrede kaybediyormuş.
Bu da var
Kumanyacı teyzeler: Peki plajda gün ortamları yaratan teyzelere ne demeli? Havlusunu unutur, mayosunu unutur ama böreğini, kısırını unutmaz, öyle söyleyeyim. Bütün gün plajda hışır hışır hışır torba sesi duyarsınız, çünkü her şeyleri torbanın içindedir. Sadece yemekler değil, güneş yağı, terlik ve mayolar da ayrı ayrı torbalanmıştır. Dolayısıyla bir teyze hamlesi, bin torba hışırtısı demektir. Plajda sakin bir gün için torbalı teyzelerden uzak durmalıdır.